2013 yılının Eylül ayı yani Yaz tatiliydi. 5.sınıfa geçeceğiz.
Tatilde, En yakın arkadaşlarımdan biri olan Ömer:
-Yasin, babam okulun müdür yardımcısı olduğu için bana sınıfların karışacağını söyledi haberin olsun dedi. İşte o haberden sonra çok üzüldüm. Sınıf arkadaşlarım; Samet, Ömer, Yaren, Şule ve Hüseyin'i özleyecektim.
Okullar açıldı, müdür yardımcısı herkesin sınıflarını açıklıyordu, işte benim sınıfım "5-B" yeni sınıfıma hızla çıktım. Aslında yüzünü gördüğüm ama fazla samimi olmadığım arkadaşlarım vardı, ama o gün gittikçe alıştım. Yeni sınıf defterimz geldi, sınıfımıza yeni biri gelmiş. Adı "Ali Ömer Dörtkol"
Okulların açılması 1-2 hafta olmuş Ali Ömer okula yeni geldi. Sessiz, sakin, utangaç işin aslı iyi birine benziyordu. Gün geçtikçe Ali Ömer, yeni okuluna ve yeni sınıfına alıştı. sonra gitti gittikçe grup gibi arkadaş ortamı oldu. Ben, Metin, Ali Ömer, Emre, Ömer Vahid.
Mayıs ayı turnuvalar başlayacaktı. Kadromuz belli. Bizim grup. Sadece tek farklı Dağıstan. O da kaleci.
Maçları oynadık, turnuva bitti. Ve biz 3. olarak turnuvayı bitirdik. Artık, Ali Ömer'i iyice tanıdık.
Sene sonuna doğru Ali Ömer'le ufak tartıştık. Ama yine barıştık. Artık, Ali Ömer demiyorduk alıştığımız için Ali diyorduk. Ve hala diyoruz. Bu yüzden kitabımın adı "Ali ile İlk Tanışma"
İşte Ali ile tanışmam bu. Diğer arkadaşlarımla tanışmalarım devam edecek.
Galatasaray teknik direktörünün büyük kızı olan Mayıs, derbide attığı golün ardından sakatlanan yıldız oyuncuya babasının ne kadar üzüldüğünü görünce dayanamaz. Hem babası hem de düşük not aldığı stajının puanını yükseltmek için fakülte hocalarından birisiyle bir anlaşma yapar.
Sakatlanan topçuyu üç ayda sahalara döndürmenin sözünü veren Mayıs, bu sözü verirken Doruk'un ne kadar huysuz bir insan olduğundan habersizdi. Ama kendisi de ondan aşağı değildi.
Ve top kaleye, tam isabet etmişti.