İSLAM'DA ŞEHİD VE ŞEHADET
Lüğavî olarak, 'şe-hi-de' fiilinden gelip feil vezninden sıfat-ımüşebbehe olan, fail olarak şahid, mef'ul olarak da meşhud anlamlarını kapsayan ve aynı zamanda, Esma-i Hüsna-i İlâhîyye'den
olan şehid; ve onun masdarı olan şehadet (ve şuhûd) kelimeleri, iştikakları
ve müradifleri ile birlikte, hem basar, hem de basiret, hem zahirî-dünyevî, hem
de batınî-uhrevî cihetiyle..; "Şahid olma, şahid oluş, müşahede ve murakabeetme-eden, hüccet-delil ve örnek olma-olan, müşahede edilen tasdik veikrar etme ve eden, hazır ve yardımcı, huzurda olma ve durma, hakemhakim-kefil ve vekil olma, görme ve görülme, kesinleştirme ve istikrarakavuşma, koruma-korunma, bilme-erme ve i'lan etme, güç ve kuvvetesahip olma, gözlem ve gözetleme" gibi., geniş anlamlara gelmekte;... Istılahî
olarak da, "İ'la-yı kelimatullah ve fisebilillah Din-i İslam'ın hükümranlığıve her türlü şirk - küfür - fısk ve zulmün yıkılması amacıyla 'halisenlillah' yapılan İslamî cihad ve mukatelede ölüme aşk ve şevkle koşarakebediyete intikal etmek..." gibi ulvî ve mukaddes anlamları ihtiva etmektedir...
BU YAZI ÜSTAD H. HAKVERDİ TARAFINDAN KALEME ALINAN AŞURA KÜLTÜRÜNÜN İMAM HUMEYNİDEKİ TECELLİLERİ İSİMLİ KİTAPTAN ALINTILANMIŞTIR