Her şey namludan çıkan bu sekiz öldürücü kurşunla başlamıştı.
Saye Görgü masumdu. Hiç olamayacak kadar masum bir kadındı. Fakat yeri geldiğinde öfkesi ateş saçarcasına ortaya çıkıyordu. Saye korkaktı, ama bu korkaklık yeri geldiğinde büyük bir cesarete dönüşebiliyordu. Saye sevgi doluydu, ama yeri geldiğinde gözlerinden bile kinini, nefretini belli edebiliyordu. Saye yaşam doluydu, ama yeri geldiğinde hiç düşünmeden kendini ateşlenen namlunun önüne atabilirdi. Kısacası Saye içindeki tüm duyguların, zıttını taşıyan bir kadındı.
Bir kurşun babasını elinden almıştı, sadece bir salisede...
Sadece babası ölmemişti. Gölge örgütünün tüm kızıl kuyu üyeleri ölmüştü. 8 kişi canını verdiklerinde, intikamları geride bıraktıkları evlatlarına kalmıştı. Peki onlar intikamlarını alabilecek miydi ?
***
İntikam, hiç bu kadar yakınımda olmamıştı. Yukarıdan gelen çığlık seslerinin, ruhumu boğmasını beklerken,ruhumu rahatlatan bir melodiye dönüşmesi kendimi sorgulatıyordu.
Ben kimdim ?
Yaşamdan korkarken, dönüştüğüm bu varlık neydi?
Ruhumu huzursuzluğa boğmasını beklediğim çığlıklar, ruhumu huzura kavuşturuyordu.
Ben kimdim ?
( Hikaye 2024'te birinci bölümüyle beraber yayınlanmaya başlayacaktır.)
"Tatlı dile, güler yüze
Doyulur mu, doyulur mu?"
Sesli kahkahalar eşliğinde Neşet Babaya eşlik ediyordum, rakı bardağını kafama diktim ardından gözlerim karşı masaya kaydı. Dirseklerimi masaya yasladım, elimdeki rakı bardağını masaya indirdim usulca.
Geldiğimden beri bakışları bakışlarımdan ayrılmayan adama gülümsedim nazlı nazlı. Daha sakin ve yumuşak ve sessiz çıkmaya başladı sesim,
"Aşkınan bakışan göze
Doyulur mu, doyulur mu?"
Kollarını göğsünde bağlamış, bal gözlerin sahibi bana cürretkar bakışlarla bakmaya devam etti, bir ara dudağının köşesi kıvrılır gibi oldu yanımda oturan insanlar umurunda değildi o kendinden emindi. Geceyi onun kollarında bitireceğimden emindi.
***
Hikaye tamamen kurgudur. Gerçek olay ve kişilerle alakası yoktur.