YAYIN TARİHİ: 05/06/2023
BİTİŞ TARİHİ: 01/02/2024
Gözlerim sonuna kadar açılmış daha da açılma imkânı varış gibi büyüyordu. Etraf sisli, sessiz ama bir o kadar da gürültülüydü. Rüzgâr sanki birini fırlatmak ister gibi sertti. Koşuyordum. Belki de bu yüzden rüzgâr bu kadar sertti. Koşuyordum ama yerimde saydırıyordum fakat nefes nefese kalıyor, ayağım takılıyor yine de arkamdan atlı kovalıyor gibi kaçıyor, koşuyordum. Sanki bir koşu bandındaymış gibiydim bulunduğum zemin değişiyor ama koşarken ağaçlar arkamda kalmıyor aynı olduğu yerdeydi.
Bir anda kolumdan bir iple bağlanmış gibi koşarken zorlandım. Aslında bu bir ip değildi hatta bir elde değildi. Ruhum ve zihnim koşmamı söylerken ben nasıl durabiliyordum? Nefesimi düzene sokmaya çalışırken etrafı inceliyordum, çıkacak herhangi bir tehlikeye karşı, bulunduğum yer huzur vericiydi fakat belirsizlikten kalbim ağrıyordu.
Önümde sonsuza kadar gittiğin düşündüğüm yol, sıralarca dizilmiş ağaçlar, ayağıma takılan sanki gökyüzünü görmek istermiş gibi topraktan fışkıran kalın kökleri, yağan yağmur ve iniltili yerlerde küçük gölcükler oluşturmuş, ıslak toprak kokusuyla yeşilin, mavinin ve karanın mükemmelliği gözler önüne seriliyordu. Rüzgârında sesi eşliğinde ortamda farklı bir hava vardı.
Buraya bak cılız okur. Senin geçirdiğin tüm o uykusuz geceler gibi yüzyıllar geçiren Carryhall Lisesi öğrencilerine bak. Bak ve elindeki loş telefon ışığıyla korunmaya çalıştığın gecelerin bu muhteşem yaratığını gör. Bana bak. Ben insan hayatlarını yazdım ve mürekkep olarak kan kullandım. Bana bak ve geceleri güvende olduğuna dair tüm ümitlerini kes!
"Zehir vücudumda yayılırken, okulun ilk günü Leia'nın bana '' Senin başlayacağın okulda hayaletler gezip öğrencileri öldürüyormuş. Ya sana bir şey olursa?'' dediği an aklıma geldi. Artık hayaletlere inanıyordum..."