Kar ve tipiyle boğuşarak yürüyorum umutsuzca. bu yoldan bir insanoğlu geçmez mi be? Soğuk, iliklerime kadar işledi. Korkarım sonum burada donarak ölmek olacak. Atkımı boynuma kat kat doluyorum ama nafile.
"Kaç kadın kaldı?" Diye bakıyorum etrafa tedirgince. Şu ablayla birlikte bende insem mi ki? Hiçte canım istemiyor ki soğukta yürümeyi. Ne de olsa otobüs evimizin bir sokak aşağısından geçiyor. Hay aksi, kimse de kalmamış otobüste.
Şu ileride otoyol gibi bir yer var, otostopla işimizi görebilirsek ne ala... Havaya da sis çöktü üstüne de kar, üstüm başım bembeyaz oldu. Kardan adama döndüm. Umarım beni insan sanarlar da bir vefalı insan durur. Neyse bekleyim bakalım...
"Neler oluyor şoför bey? Ters yöne gidiyorsunuz?"
"Acil işim çıktı da kestirmeyi kullanacağım. Endişelenmeyin en fazla yarım saate evinizdesiniz."
"Peki." Peki de ya kestirme dediği yol kapalıysa zaten lapa lapa kar yağıyor. Üstüne sis. Kestirme dediği yol benim yolumu uzatıyor ayrıca da ormanlık bir yer.