22 Şubat 1981..Meydanlarda hak aramak zamanı.Yürekleri esaretten vurgun yemiş,özgürlüğe sevdalanmış gençler sahiplenmiş sokakları.
Bir kadın yaka paça gözaltına alınıyor.Tek suçu dinlediği vicdanı.Tutsaklığa en yakın olduğu anda ona Ulaş'an bir adam.Kavgasında da sevdasında da gözü kara.Tutup elinden genç kadının;kurtarıyor onu tutsaklıktan.Fırtına yangını kucaklıyor bozkırda.İzmir'den'Denizlerden gelmiş bir adam' Amed'den ateşin içinden gelmiş bir kadının elini tutuyor,Ankara'nın ayazında.Bilmiyor ki hiç bırakmayacak hiç sonu yok bu yanmaların.Biri sudan biri ateşten.Biri Batı biri Doğu.Biri Türk biri Kürt.Bu kadar farklılık aşka dönecek mi?Aşk farklılıklarla tek beden olacak mı?
Sonra Ahmed Arif'in şu dizeleriyle seslenecek Ulaş Diyarbakır Zindanından,bir büyük gönül yangınında Dicle'sine:
'Bir ufka vardık ki artık
Yalnız değiliz sevgilim.
Gerçi gece uzun,
Gece karanlık;
Ama bütün korkulardan uzak.
Bir sevdadır böylesine yaşamak,
Tek başına
Ölüme bir soluk kala,
Tek başına
Zindanda yatarken bile,
Asla yalnız kalmamak.'