Efsun Acar olmayı o mu seçmişti yoksa yaşadıkları mı onu buna zorladı?
Birden o günkü olay kafasında canlandı; "Anne ben... Ben bir katilim, ben... Bir canavarım, ben bir felaketim." küçük kızın ağlaması konuşmasını engelliyordu. O kadar çok ağlıyordu ki sanki bunca zaman gözyaşlarını biriktirmiş, şimdiyse göz yaşları asit yağmuru misali yanaklarını kavurup geçiyordu.
"Çocuklar asla canavar olamaz, onları canavar yapan yaşadıklarıdır." dedi annesi, kızının yanağındaki yaşları elleriyle sildi ve son kez gözünden öperek ondan uzaklaştı. "Hadi git geçmişini bu evde yak ve git, geçmişinden hiçbir iz bırakma ve git." kız hızlı bir şekilde kafasını sağ, sola salladı. "Ha-hayır, ya sana ne olacak." kızın sesi titriyordu.
Kadın son cümleyi tekrar etti. "Geçmişinden hiçbir iz bırakma ve git." kadın küçük bi tebessüm etti. İlk kez kızının saçlarını okşayarak "Seni seviyorum güzel kızım" dedi.
Annesinin gözleri kapanırken eli de kızın saçlarından yavaşça kayarak yere düştü. Kız hala ağlıyordu.
Annesinin yanından kalkıp sehpanın üstündeki çakmağı aldı ve evdeki eşyaları yakmaya başladı. İşi bittiğinde ise dışarı çıkıp çakmağı öylece yere fırlattı.
Arkasına son bir kez baktı. Ev alevler içindeydi.
Artık bir geçmişi yoktu. Geçmişini böyle yakmıştı yakmasına ama sadece evi yakmak yetecek miydi? Peki ruhundaki, kalbindeki ve bedenindeki izlere ne olacaktı? Ya küller ne olacaktı? Küller yeniden alevlenebilir miydi? Bunu ona zaman gösterecekti.
Küçük kız evden uzaklaşırken son kez annesinin sesini aklında canlandırarak o ninniyi söyledi;
Minik ellerin kırmızı ile boyandığında
Korkma kızmadım sana
Gözlerinde akan yaşlar
Yetmez geçmişi silmeye
Sevgim büyük aslında
Görünmez sana ama
Bilseydin sevgim ne denli büyük
Olmazdım bu kadar güçlü
Sevgi güç verdiği kadar
Alır da aynı zamanda
"Karşılık ver bana " Sesi çok sert çıkmıştı korkudan sıçrayıp beceriksizce dudaklarımı oynattığımda hırlar gibi ses çıkarıp beni yatağa fırlattı.
Vakit geçmeden üstüme uzanıp başımı sabitledi " Seni ilk gördüğüm andan beri biliyordum sonum olacağını ,bu koku için ölürüm "
Dudaklarıyla boynumu emiyordu hazdan söylediği cümlelerle birlikte ona teslim olmaya yaklaşıyordum .
Ama onu daha tanımıyordum, bu evliliğe mecbur etmişti Beni, bende etkilenmemeliydim ondan.
Karnımda bir sertlik hissetmiştim gözlerim irileşti.Karan kafasını boynuma gömmüştü. Kafasını kaldırdı dudaklarımı yeniden öpmeye başladı bende acemice karşılık veriyordum
Ardından bir elini enseme koydu. Diğer elide belimdeydi.Beni kucağına oturtmuştu. Utanıyordum ve istemiyordum. Karan gögüslerime bakıyordu.
"Aleyna bu gece benim karım olucaksın tam anlamıyla " Sesi haber verircesine çıkıyordu bunu biliyordum
Artık evliydik , yinede son bir kere direttim."İstemiyorum, hazır değilim"
Nereye kadar kaçacaktım bilmiyordum.
Dudaklarını göğüslerime öpücük bırakırken sert sesiyle konuştu. "Zevk alınca isteyeceksin, kaçmanın anlamı yok bu kadınlık görevin! "...
Bu hikayeyi çalıntı veya kopyalama yapılırsa yasal süreç başlatılacaktır.