~Ben bizden parmak ucunda gidiyorum...~
~Parmak ucunda gitmedin sen bizden; ve ben seni duydum...~
Kaptan ve Prenses...
&
"Bak kaptan benim gibi yaralı bir kuş buldum" dedin. Kuşa baktım, ellerin onu sarıp sarmalamıştı; kuşun kanatları yara bere içindeydi, hatta o kadar ki muhtemelen hiç iyileşmezdi. Bir kuş için uçmamak ise ölmek demekti.
"Baksana kaptan, kanatları çok mu kötü halde?" dediğinde cevap verdim. "Evet, uçamaz ve galiba kanatlarını kurtarmanın bir yolu da yok" dediğimde güldün. Bana iyi gelen gülüşün ilk defa iyi gelmedi o an. "Kuşlar kanatları, insanlar ise kalpleri olmadan yaşayamazlar. Sen dedin ya, bu kuşu kurtaramayız çünkü kanatları iyileşmez diye. Beni de kurtaramazsın kaptan, bu kuşun kanatları gibi benim kalbimde iyileşemez" sözlerin başıma taş yağdırdı desem abartma yapmış olmam prensesim. Öyle ağır geldi ki o cümleler, bu yükü taşımaya omuzlarım yetmedi. Omuzlarım çöktü ve öylece kalakaldım.
Hem de son ses. Hangi şarkı mı evet evet tahmin ettiğiniz şarkı KARA KIZ şarkısı. Çevikçi göndermişti şarkıyı. Ne var merak edip dinlemiştim hoşuma da gitmişti açıkçası. Lütfen çevikçi bunu sen yapmış olma. Telefonumum hızla alıp Çevikçinin engelini kaldırdım
Kara Kız: Sakın bu şarkıyı mahallemde çalanın sen olmadığını söyle (16:23)
Kara Kız: Lütfennnnnn (16:23)
Çevikçi: Hhahahaaha (16:23)
Çevikçi: Doğruyu mu söylemeliyim (16:23)
Çevikçi: Yoksa senin istediğini mi (16:23)
Evet Çevikçiydi bu kesinlikle oydu. Mesaj attığımda şarkı sesi kısılmıştı.