"Tüm kapılar üstüne kitlenmiş de olsa birinin kalbinde yer tutan hiç kimse tutsak değildir kendi kafesine..."
3 çocuklu genç bir kadın yaşam mücadelesi verirken ona yardım etmek isteyen ve bu sebeple hayatı kararan adam, başına gelenlerden sorumlu tuttuğu kadının peşine düşer. Bir barda şarkı söylerken göz göze geldiği andan itibaren iyiliğini istediği kadından nefret etmekten başka çaresi kalmamıştır. Cezaevinde geçirdiği süre boyunca ona sadece 'neden' diye sormayı bekler. Yıllar sonra yeniden rastlaştıklarında geçmişin kapısı aralanır. Birbirlerini sorumlu tuttukları acıların bedelini birbirlerine ödetmeye kararlıdırlar. İkisi için de her şeyin bittiği o gece çekilen tetik aslında her şeyin başlangıcıdır. Yanlış anlaşılmaların, tuzakların, kumpasların ve onlara oynanan oyunların arasında yitip gitmemek için bir olmak zorundadırlar. Düşmanlarıyla beraber aynı çatının altında yaşamaya başladıklarında direksiyon hakimiyetini çoktan kaybetmiş, yokuş aşağı yuvarlanmaya başlamışlardır. Onları durdurabilecek tek bir şey vardır; yüreklerine düşen SEVDA...
Annesinin, hayattaki en büyük kazancının aşk olmasını isteyerek koyduğu ismine karşı hep bir isyanı vardı Sevda'nın. Aşk değildi aradığı şey, o sadece yaşamak istiyordu. Hayatta kalma mücadelesi veriyordu. İçindeki acıyı bir tek sahneye çıkıp şarkı söyleyerek atabiliyordu ve o sahnede bir gün hem en büyük düşmanını hem de gerçek aşkını bulabileceğini tahmin edemezdi..