Demir kaçınılmaz bir şekilde her defasında mıknatısa çekilir, buz alevde erir.. En alengirli kilitler açılmak için vuslatı bekleyen aşıklar gibi biçare, hırsızını bekler. Bir kilidi onu kırmadan açmak, bir düğümü ipini koparmadan çözmek, buzu yakmadan eritmek marifet isterken, hazinedeki gizi kazanmak için gereken şeyse zamandır.
Adalette terazi kılıçla, iyi kötüyle dengelenir. Dünya, iyiyle kötünün karşılaştığı en büyük savaşların satranç tahtasıdır. Savaşçının da en güçlü silahı zekası. Bir ustanın demir kılıcı ustalıkla dövmesi gibi, zeka da doğru yollarla şekillenmelidir. Akıl, ancak adil bir dünya için cehaletle savaştıkça keskinleşir.
Savaşta, Siyah Şah'ın rakibi de partneri de Beyaz'dır. Satrançta da, dansta da, aşkta da... bir partnerin varlığı mecburiyettir. Hepsi yaşamak için birbiriyle etkileşim içinde, hepsi bir bütünün parçasıdır. Biri yokken diğerinin manası kaybolur ve bütün dağılır, doğanın dengesi bozulursa kıyamet kaçınılmaz olur. Kaçınılmaz olan fırtınayı, en iyi satranç ustası dahi önleyemez.
Şafak sökmeden önce, cemrenin yuvaya çıkan yolculuğunun birinci durağı hava, ikinci durağı su, üçüncü ve son durağı topraktır. Topraktaki yolculuğunu nihayete erdiren cemre araftan kurtulur. Böylece nihayet, fırtınalarla geçen kıştan sonra kaçınılmaz olan; bahar gelir.
Özgürlüğün yegane sahibi, sıcacık yaz günü mavi gökyüzünde dans eden kuşlardır...
**
Yayımlanma Tarihi : 25 Aralık 2022
Azîz Ağa:
"Varsın hiç çocuğumuz olmasın, Kırlangıç. Biz, anne-baba hasretiyle kavrulan çocuklara yuva oluruz."
Ayşe:
"Anneler hep can yakar, Azîz... Ya ben de annem gibi olursam? Ya onların canını yakarsam... Çok korkuyorum.
Yüreğim... onun gibi bir anne olmaktan korkuyor.
Eğer bir gün çocuğumun canını yakarsam...
Babamın yapamadığını yapar mısın?
Çocuğumu benden korur musun? Olur musun onun kalkanı?"