Bazen bir insan hayatımıza bir anda girer ve bir anda çıkar... ne olduğunu bile anlayamadan, zamanımızı, kelimelerimizi onun için harcamış, bunun için pişmanlık bile duymamışızdır.. kendimizi hep arka plana atıp sevdiklerimizi canımızı verecek kadar çok sevmişizdir öyle değil mi? peki onlar? onlarda bizi aynı şekilde seviyorlar mı? hayır, boşuna açıklamaya çabalama hepsi bir çıkar için yanındalar..
ama o.. o, diğerlerinden farklıydı kaybettiğim ışığımı geri getiren o'ydu. herkes bana yabancı iken o benim ailemdi.. herkes 0 iken o 1'di.. herkes, siyahken o beyazdı.. ama unuttuğu birşey vardı.. bende siyahlar takımındaydım...
Ben : anneni ara.
Oğuz:ne ?
Ben: sen sinem teyzenin oğlu değil misin?
Annen onu aramanı söylüyor.
Oğuz : peki bunu o niye söylemiyor ?
Ben : şarjı bitmiş?
Oğuz : şarjı bitmişse ben onu nasıl arayacağım peki ?
Ben yazıyor...
Ben çevrimiçi...
Ben : bir dakika oha doğru?
Şarjı bitmişse nasıl arayacaksın ?
Oğuz : bu küçük detayı yeni fark etmen gözlerimi yaşarttı.
Ben : sen bana Altan altan laf mı soktun ?
Hayırlı bir evlat olup annen ara demeden arasaydın böyle olmazdı 🙃
Oğuz : şimdi de sen mi bana laf sokmuş oldun?
Ben : haspinAllah sınanıyorum herhalde , git ara ne bilim ben ya.
Laf filan da sokmuyorum ayrıca.
Oğuz : sen kimsin ?
Ben: komşunuz ?
Oğuz : komşumuz kim?
Ben : evine gelseydin bilirdin.
Oğuz :geldiğim zamanlarda oldu ama tanımıyorum seni ?
Ben : o da senin kayıbın olsun hayırsızlığı bırakıp evine uğrarsın artık belki ?
Oğuz : bu aralar sanmıyorum.
Ben : benim ruhumda hayırsızlık diyorsun.
Oğuz :hayırsız olsaydım bu vatanı korumak için canımı feda etmezdim.
Ben :ne ?
Oğuz: tek hayırsız ben değilmişim anlaşılan , komşusunun oğlunun mesleğini bilmeyen bir komşu kızı.
Ne üzücü.
Tanışalım yüzbaşı Oğuz Türk...