"Yine merağın kazanmış." Dedi ve yavaşça kafasını kaldırıp, benimle göz teması kurdu. Şu loş ışıkta bile kendini belli eden koyu kahve gözleriyle süzdü beni. "Hatırlıyor musun beni?" Gözleri daha da anlamlı bakmaya başladığın da, bir adım geri attım ve kafamı hayır manasın da iki yana salladım. Kafasını tekrardan önüne eğip derin bir nefes verdi. "Alındım." Dedi, hem ciddi, hem de alaycı bir tonlamayla. Sesi ne kalın, ne de inceydi. Bir insanın hayatı boyunca dinlemek isteyeceği bir ses tonu vardı. Bu düşünce iki saniye de olsa gülümsememe sebep olduğunda, ne düşündüğümü anlamış gibi kıkırdadı.
Bir cennetti düşünü kurduğum, Bir cehenneme verildiğimde.
Düğün gecesi vurulan kocamın yerine kardeşine verildiğimde başladı benim kıyametim.
Boran Safir, cennetime cehennem gibi sarıldı.