"Aramıza hoş geldiniz." Güldüm. "Ben ve ekibimi kaçırarak buraya getirdiniz. Siz buna hoş bir geliş mi diyorsunuz?" Adam ve yanındaki kadın duraksadı. Bu sefer kadın konuşmaya başladı. "Ah, evet az kalsın unutuyorduk kusura bakmayın." "Hala kusura bakmayın diyor ya! Melih çekil şuradan geçireyim bir tane kafasına." "Sakin ol. Silahları var kendine gel." diye uyardım onu. Mina'nın tepkisine karşılık, kendilerini hemen savunmaya aldılar. "Aslında biz kaçırmayalım demiştik. Ama üstlerimizin emrini geri çeviremezdik." "Üstler derken? Kimsiniz lan siz!?" diye çıkıştı Umut. "Umut'tu değil mi?" "Evet." "Üzgünüz Umut ama bunu yapmalıyız." Umut'un konuşmasına izin vermeden onunda ağzını bantladılar. Ardından elindeki şırıngayı Efe'ye yaptıkları gibi ona da sapladılar. Umut'ta bayılmıştı artık geriye sadece ben ve Mina kalmıştı. Başak ise onu tutan güvenlikten kaçmaya çalışıyordu. Umarım bugün hepimiz sağ çıkarız.