KİTAP FİNAL OLDU!!!
Bu bir Düğüm hikayesi...
Güneşin, denizin, kuşların aşka düğümlenişinin hikayesi...
Kaç gün, kaç ay, kaç yıl geçti. Beni bir çift yeşil göze tutsak edip, ruhunu kalbime düğümleyip gideli?
Çocuk kalbimin vermiş olduğu hevesle bir şey yaptım.
ASLA yapmam dediğim bir şey!
Ona ulaşabileceğim en saçma yolu seçtim. Ya da seçtirildim!
Aşk insana neler neler yaptırırmış? Aklını alır, sallar, çarpar, acıtır aynı zamanda kahkaha attırır, hüzne bulanmış sevinçler yaşatırmış...
Bana ise yurt odamda, canım kadar sevdiğim iki yarenimle ilk mesajı atmayı uygun gördü.
✨✨✨✨✨✨✨✨✨✨✨✨
"Yeter lan yeter! Buramıza kadar geldi ! Başlarım senin aşkının ızdırabına!"
"Ama Meyra!"
Poşetten çıkardığı telefona alık gözlerle baktık. Ama onun hinlik dolu gözleri kendinden çok emindi. Nazenin elimi tutunca korkusunu anladım. O da benim gibi yaklaşan fırtınanın farkındaydı.
"O... O ne?"
"Ben oturur bunun gelmişini geçmişini anlatırım da yeri değil. Babannemim üstüne hat aldım. Kaçakçılar çarşısından aldım lan ben bunu! Tipi kayık adamlardan mal isteyen müptezeller gibi kaçak telefon sordum! Kaç günlük yemek paramı Imeal atsınlar diye verdim! Ne diyorsam yapacaksın!!! Şimdi şu senin ünüformalı bıldırcını ava çıkıyoruz!
Bağırtısı hiç kimsenin karşısında düşmeyen burnumu eğiyordu. Hızlı hızlı gezen parmaklarına dehşetle baktım. O ise keyifle bana telefonu uzattı.
"İlk mesajı attık. Hayırlı olsun gaziler."
O gülüş bizi bitirecekti... Ya da yep yeni bir kapıdan geçmem için güç verecekti. Uzattığı telefonu alıp ekrana baktığımda beynimden vurulmuşa döndüm. Canım dediğim kızın bana yaptığını düşman yapmazdı.
"Beni bitirdin Meyra! Sen beni bitirdin..."
Fısıltım Nazenin'in ürkek bakışlarıyla yanıma yaklaşmasına neden oldu. Ekrana bakan bakışları
''Yıllardır beni görmeni bekliyorum.''
Bir eli çıplak sırtımdayken diğer eli bacağımı okşuyordu. Sıcak nefesi dudaklarıma vururken ifadesiz kalmak benim için çok zordu. İçimden yükselen duygularla ona teslim olmak istiyordum.
''Her zaman bir adım arkandaydım. Sadece bir kere... kafanı çevirseydin beni görürdün, Aden.''
Sesindeki muhtaçlık ona hiç yakışmıyordu. Herkes onun gücünden ve ne kadar yenilmez olduğundan bahsederken onun tek istediği bendim. Hem de yıllardır...
Hislerini bilmediğimi ve onu görmediğimi düşünüyordu. Ne kadar yanıldığını ah bir bilse!
''Kokunu özledim.''
Kafası boynuma sokulurken bedenim istemsiz olarak titredi. Ben... daha önce bu hislerle hiç kuşatılmamıştım. Bedenim benden bağımsız hareket ediyordu.
''Devrim...''
Anında işaret parmağıyla dudaklarımın üzerini örttü. ''Şhhh,''
''Bugün benim sıram, Aden Özkan.''
Hem aklımı başımdan alıyor hem de konuşmama izin vermiyordu.
''Seni her gördüğümde yapmak istediğim ilk şey buydu.''
Sırtımdaki elini sıkılaştırırken bacağımdaki elini daireler çizerek belime çıkardı.
''Seni böyle kollarımın arasında sarmak istiyordum.''
Fısıldayarak, ''Sonsuza kadar.'' dedi.
''Devrim, ben...''
''Bir kez daha sözümü kesersen Aden, seni susturma yöntemim dudaklarım olacak.''
Ne!?
Şaşkınlıkla gözlerim açıldı. Kollarının sıcaklığıyla mayışan bedenim gerginleşti.
''Buna daha fazla dayanamıyorum. Sensizlik... beni mahvediyor.''
Sözleriyle darmadağın olmuş bir haldeydim. Onun olmak istiyordum.
Bunu yapamazdım çünkü bizim ailelerimiz düşmandı!
Devrim ne düşündüğümü anlamış olacak ki, ''Siktiğimin düşmanlığı umurumda bile değil, Aden.'' dedi.
Oturduğum masaya heybetli bedeniyle yaklaştı.
''Ben Devrim Soypak, seni kendime alacağım.''
''Öyle ya da böyle!''
''Hazırlan Aden, çok yakında gelinim olacaksın.''