Hayatım boyunca birçok kez hata yapmıştım; bir, iki veya belki de binlerce kez. Her seferinde de hata olduğunu bile bile yürümüştüm o dikenli yolları, canım yana yana. Üstelik biliyordum, hatalarım işin sonunda canımı daha çok yakacaktı fakat bu beni yolumdan döndürememişti. Bu sefer, farklıydı. Bu yol gittiğim diğer tüm yollardan farklı ve güzeldi, hak etmediğim kadar güzel. Ben yıllarca kendi kazdığı kuyuda boğulmamak için savaş vermiş bir adamdım, çiçekler bana yabancıydı. Betonların arasından yeşeren otlar, taşların üzerini kaplayan yosunlardı benim payıma düşen. Güller, laleler değildi. Bencildim, o yolu seçtim. İlerlerken tüm çiçekleri soldurdum belki ama, yolun sonunda inanılmaz bir hediyeyle karşılaştım. Sen, sevgilim. Sen benim hayatımda aldığım ve alabileceğim en güzel hediye olmakla beraber, bedenime ruh katan şeysin. Her duyduğum ses, sensiz yapamayacağımı fısıldıyor kulağıma. Bir kuşun cıvıldaması, ağaç yapraklarının hışırtısı, hepsi seni söylüyor bir şarkı gibi. Seni, sen olduğun ve beni ben yaptığın için seviyorum. Belki bu kadar sevgi benim gibi ruhunu sonradan kazanmış bir adama fazla ama, yine de seviyorum. Öyle seviyorum ki, bencilce daha çok sevmek istiyorum. Seni bana katmak, bir daha ayırmamak istiyorum. Ömrünün sonuna kadar benimle kalmanı, ruhumu taçlandıran varlığınla bana, seninle geçecek bir ömür bahşetmeni istiyorum. Şimdi, söyle bana; benim gibi bir adamı, her şeye rağmen o küçük kalbine sığdırabilecek misin? Bu hikayenin yazarı 'weekndsupremacy' olup, hikaye ile ilgili tüm haklar kendisine aittir.
26 parts