Story cover for TURGUTOĞLU by Ahmet_ozdemir1071
TURGUTOĞLU
  • WpView
    Reads 1,152
  • WpVote
    Votes 104
  • WpPart
    Parts 3
  • WpView
    Reads 1,152
  • WpVote
    Votes 104
  • WpPart
    Parts 3
Ongoing, First published Feb 18, 2015
444 kişiden olşan bir uç beyliği olarak başlayıp üç kıtaya yayılan Osmanlı'nın üç kıtaya yayılmasında akıncıların büyük rolü vardır. Turgutoğlu da hayali bir Osmanlı akıncısıdır.Turgutoğlu'nun maceralarını merak ediyorsanız kitabı okumaya başlasanız iyi edersiniz.


Bu kitabı tarih öğrenmek için değil,tarih öğrenme isteğinizi arttırmak için okumanızı tavsiye ederim.


Devamını yazabilmem için oylarınızı bekliyorum.
Bu ilk kitabım.
All Rights Reserved
Sign up to add TURGUTOĞLU to your library and receive updates
or
#4cihat
Content Guidelines
You may also like
KIZILCA by __Katre__
21 parts Ongoing
Hafiften yaklaştı Yiğit. Bununla birlikte aynı anda geri gitti Dilruba. Yere bıraktığı bidona takılsa da Yiğit'e kalmadan toparladı kendini, azıcık utandı al al oldu yanağı. Öksürdü, soracağı sorudan emin olmayarak şöyle bir etrafta gezdirdi gözlerini Yiğit. Ağaca, kurda, kuşa, yerdeki tırtıla, köşede şip şip su içerek keyifle kendilerini izleyen kediye baktı. "Yavuklun var mı? Bi' sevdiğin?" Ani bir şok geldi geçti Dilruba'nın mavi gözlerinden. Köşedeki kedi bile şok olmuş gibi su içmeyi bıraktı. Bir tövbe çekti sessizce. 'Belli...' dedi kendi kendine. 'Bu az çapkın değil. Tipi de müsait az kız koşmuyordur bunun peşinden.' Bir elini beline koydu, eğilip bidonunu aldı eline. "Var!" dedi. Bilmem kaç bıçak saplandı Yiğit'in gönlüne. Ardından söylediği sözler bir bir söktü o bıçakları, yarasını sardı, üzerini bile öptü. "Kocam var benim, bebem de karnımda! Yanımda seni görürse vurur topuğundan alimallah! Hadi var git yoluna." Saçını savurur gibi başını salladı şöyle bir. İçinden 'Hıh!' demeyi de ihmal etmedi. Eli belinde ardını döndü, salına salına gitti tahta kapıya. Girmeden önce arkasını dönüp kontrol (!) etme amacıyla baktı sadece. Göz göze gelince çekemedi birazcık bakışlarını. Eli cebinde kendine bakıp gülümseyen adamda takılı kaldı gözleri. O hafifçe başını eğip selam verince kendine geldi. Omzunu silkti nazlı nazlı. Ayaklarındaki çamuru otlara silip girdi tahta kapıdan içeri. Ardında ise derince iç çeken Yiğit'i bıraktı şüphesiz. "Ah ulan!" dedi cebinden sigarasını çıkarırken. "Ah ulan Kızılca, yaktın beni!" Kızılca'sının onu yaktığı gibi o da sigarasını yaktı. Akşama kadar ayrılmadı oradan, belki camdan başını uzatır diye.
You may also like
Slide 1 of 10
Gül-i Saltanat cover
KIZILCA cover
Ölümə Qalan Son 7 Dəqiqə cover
Asenath | Firavun'un Ruhu cover
Kara Peçe cover
İki Yangın Arasında cover
AlGon/Sonsuz Aşk cover
Dük ile Beş Çayı cover
Cariye'nin İkinci Hayatı cover
Şafağın Şarkısı cover

Gül-i Saltanat

44 parts Ongoing

Bir haremde yalnız kalmak, bin ordunun ortasında silahsız kalmaktan daha korkunçtu. Onlar aşkı seçselerdi, tarih susardı. Layla bir masal anlatmadı; o, iki imparatorluğu yeniden yazdı. Gül'ün en dikenli hâli, onun en tehlikeli zamanıdır. Bir kadının sessizce yükselmesi, iki imparatorluğun ayak seslerine karıştığında, tarih yeniden yazılır. Zaman geçer, hanlar değişir; lâkin bir kadının kalbine dokunan aşk, asla silinmez. Gözlerde saklananlar, fısıltılarda boğulanlar ve aşk uğruna can verenlerin destanıdır bu. Okuyacağınız her satırda, bir gülün kanla sulanmış hikâyesi vardır... Bu hikâye, sadece Layla'nın değil; aşkına, gururuna, düşmanına ve kaderine başkaldıran tüm kadınların hikâyesidir... Gül-i Saltanat, bir kadının hikâyesidir...