"Anne..." sesinden kararsızlık akan küçük kız aklından geçen soruyu sorma konusunda tereddüt yaşıyordu. "karanlıkta yalnız dolaşan erkekler, onlar korkmuyorlar mı?" annesi hafifçe kaşlarını kaldırdı. Küçük kızın ne demek istediğini anlamaya çalışıyordu. "Hayır. Neden korksunlar ki?" küçük kız ufacık elleriyle saçındaki kocaman tokasını düzeltti. Gözlerini annesine dikerek sözlerine devam etti. "Öyle mi? Gerçekten korkmuyorlar mı? Oysa biz ezandan sonra dışarı çıktığımızda arkamızı kontrol etmekten yürüyemiyoruz bile." Ufacık kızdan bu kocaman cümleleri duyan annesi kulaklarına inanamadı. Yutkunmakta zorluk çekti ve... Cevap vermedi. Çünkü biliyordu kızının haklı olduğunu. "Yani evlerine istedikleri zaman korkmadan dönebiliyorlar mı anne?" annesi yine cevap vermemeyi tercih etti. Sadece başını sallamakla yetindi. Küçük kız yolun ortasında durdu ve annesinin ellerini tuttu sıkıca. "Öyleyse annecim. Keşke erkek olsaydım. Keşke erkek olsaydım da hem seni hem kendimin korkmamasını sağlardım. Sende istediğin saatte hiç korkmadan eve dönerdin, bende olurdum yanında. Annecim. Keşke erkek olsaydım da şimdi parkta oynuyor olsaydım hala."All Rights Reserved
1 part