"... Güvercinlerin beni duymasının imkansız olduğunu söylüyor bazıları. Tükenmez olmadığını 11 sayfayı devirdikten sonra öğrendiğim kalemler gibi; beni duymalarının da sadece bitmez, tükenmez olduğunu varsaydığım umudumu yitirdiğim an mümkün olabileceğini söylüyorlar. Reçinelerle düğümlediğim, ağaç kabuklarıyla dizdiğim satırlarımın ne bana, ne de ona bir faydası olacağını; caddenin sonunda halihazırda bekleyen kiliseye uğramamın, mektuplarımı alıp götürmesi için güvercinlerden medet ummamdan daha sağlıklı olacağını düşünüyorlar. Birkaç mum yakmamı, dua etmemi veyahut 4 yıl boyunca yazdığım 208 mektubun her birini alevler arasına atmam gerektiğini hatırlatıyorlardı. Böylece tükenmiş ruhumun en derinlerinde kurtulamadığım her kelimenin satırlar arasında yer bulduğu benliğimden soyutlanacak, iyileşecektim, öyle mi? Madam, bu benim süregelen 'deli' kimliğim için bile fazla aptalca."