UYARI; BELLİ BAŞLI BÖLÜMLER +18 CİNSELLİK SAHNESİ İÇERMEKTEDİR. BU GİBİ SAHNELER BAŞLAMADAN ÖNCE OKUYUCULAR UYARILMAKTADIR.
"Neden aşkımı görmüyorsun?"
"Sen aşık değilsin, takıntılısın."
"Ne dersen de, ben sana AŞIĞIM DİYORUM!"
"Bende sana, 'seni sevmiyorum' diyorum."
"Sevsen olmaz mı?"
"Olmaz!"
***
Güçsüz bir kızdım, ya da dur bir dakika, yo hayır oldukça güçlüydüm.
Hayatın bana yaptıklarına rağmen, hayatın bana sunduğu acılara rağmen, ve hatta sunmadığı güzelliklere rağmen güçlüydüm.
Sahi kimdim ben?
Aden Yıldız?
Adel Tekin?
Aden biricik babamın MASUM kızına koyduğu isimdi, güçsüzdü o.
Adel ise O'nun bana layık gördüğü isimdi. Her şeyimi baştan aşağı değiştiren adam, ismimi ve kimliğimi de değiştirmişti. Adel asla MASUM değildi. Kötüydü ve iyi olması artık imkansızdı.
Hangi kadındım ben? Hangisi gerçek ben olacaktı?
Güçsüz ve bir o kadar savunmasız, kendinden kolaylıkla vazgeçebilen Aden mi? Yoksa gözünü kırpmadan 5 adamı 15 saniye içinde öldürebilecek olan Adel mi?
Aden'in intikamını alacak olan tek kişi Adel'di..
Yani kendim. Kendi kendimin intikamını alacaktım çünkü kimse benim için bunu yapmazdı.
Soğuk ve ıslak zemine odamın penceresinden bıraktığım bedenim nefes almayı bırakmasa da ruhum çoktan terketmişti beni. Kanımın yağmur damlalarıyla karışıp betonun çakıl taşı aralarından aktığını hatırlıyordum. Ama ölmemiştim, defalarca kez ölmek için inadına yaşamıştım..
Nefes almaya devam eden kişi ise Adel'di artık.
Peki ya o kıza tekrardan hayat vermek isteyen adam?
Mert Tekin...
İsminden çok daha fazlasıydı o, iki kelimeden ibaret değildi asla.
Bu savaşta en çok seven de, en çok yaralanan da, en çok ölen de o olacaktı ve bunun farkındaydı.
Aden/Adel & Mert
Peki ya bu işin sonu nasıl biter?
*
Bir kızın intiharıyla başlayan imtihanı..
Her şey yanlıştı. O ve ben. Bir imkânsızdan ibaretdik. O benim Eniştem bende onun gözünde küçük bir çocuk. Ama zaman kavramını yitirdiğinde her şey yeniden yazılmıştı. Ve o gecenin izleri silinmemekte yemin etmişti.
Kapıyı tıklayıp içeri girdim. Odada her yer siyah ve beyazdı. Kendisi gibi karmaşık bir odası vardı. Ama şimdi bunu düşünecek bir durumda değildim. Yanına gelip tam karşısında durdum. İçinde boğulduğum yeşil gözlerine baktım. Soğuk bakışları bende bir etki bırakmazken söyleyeceğim sözler titrememe sebeb oluyordu.
"Neden geldin?"
"Düğün hediğeni vermeye geldim, ENİŞTE"
"Ver ve git!"
"Ben hamileyim."
Hiç korkmadan söylediğim iki söz dudaklarımdan çıktıkdan sonra anlam kazanmıştı. Evet ben hamileydim. Ve bebeğimin babası- ENİŞTEM'di.
#1-yasakaşk
#40-gençkurgu
BU İSİMLE YAZILAN İLK KİTABDIR.