RUHUMDAKİ YABANCI
  • Membaca 10,569
  • Suara 325
  • Bagian 19
  • Membaca 10,569
  • Suara 325
  • Bagian 19
Lengkap, Awal publikasi Jan 07, 2023
Aşkta en nefret ettiğim şey insanı zevkin doruklarına çıkarmasıdır. Çünkü aşk devreye girdiğinde mantığınız usulca sizi terk eder ve çoğu zaman hızla zirveye doğru yükselirken ayaklarınızın yerden kesildiğinin farkına bile varamazsınız ya da gözleriniz aşktan öylesine kör olur ki farkına varsanız bile bunu umursamazsınız. Sonra ne mi olur? Bir gün uyanırsınız fakat artık çok geçtir. Unutmayın ki işte o gün çıkılan nokta ne kadar yüksekse düşüşünüz o kadar kanlı ve acı verici olacaktır. Hele ki güvenip kalbinizi bir başkasının avuçlarına bıraktığınızda...

Özgürlüğünüz yavaş yavaş mahkûmiyete dönüşse de aşk için belki prangalarla yaşamayı bile öğrenebilirsiniz ama sevdiğinizin kalbinizle oynayıp onu parçalamasına asla tahammül edemezsiniz ve işte bu sizi öldürür.

Az sonra okuyacaklarınız başlarda çok hoşunuza gitse de sonraları canınızı acıtıp damağınızda kötü bir tat bırakabilir. O yüzden şimdiden uyarmak istedim. Tüm bunlara hazır değilseniz okumayı hemen bırakın. Sonra çok geç olabilir. Özellikle kafanız karışıksa, aşkı tattıysanız. Yazılanlarda kendinizden bir şeyler bulmaya başlarsınız ve her satırı içinize ilmek ilmek işlediğinde isteseniz de kurtulamazsınız. 

Ya da söylediklerimin hepsini boş verip devam edin. Seçim sizin. Ne de olsa şu anda buradasınız ve her insan meraklıdır.

Yine de unutmayın kediyi merak öldürürmüş.

Not: Bu hikâyede adı geçen kişi ve kurumlar tamamen hayal ürünü olup kurgudan ibarettir.

YBT: 07.01.23 Pazar
İYT: 28.06.23 Çarşamba
Seluruh Hak Cipta Dilindungi Undang-Undang
Daftar untuk menambahkan RUHUMDAKİ YABANCI ke perpustakaan Anda dan menerima pembaruan
or
#8deneme
Panduan Muatan
anda mungkin juga menyukai
Hacker oleh Son_anka
87 Bagian Lengkap
"Kahretsin! Bu nasıl bir sistem!?" Sinirle arkama yaslanıp ellerimle yüzümü avuçladım. Saatlerdir sisteme giriş yapmakla uğraşıyordum ama bir türlü giremiyordum. Sistemleri fazla kuvvetliydi. Hemde bir şirkete göre fazlasıyla kuvvetliydi. Bu daha çok şüphelenmeme neden oluyordu. Tam tekrar deneyeceğim sırada telefonum çaldı. Arayan Maske idi. Telefonu hızlıca açtım. "Ne buldun?" Ses değiştirme cihazını kullanıyordu. Bu yüzdende sesi çok cızırtılıydı. "Daha giriş yapamadım." Yürek yedim belki de ama doğruyu söylemiştim. "Şafağa kadar kayda değer bir şey bulamazsan kendine kaçacak delik ara." "Efendim, sistemleri çok güçlü. Normalde bu kadar uzun sürmezdi. Lütfen, biraz daha süre verin." "Sana yeterince süre verdim." "Bir gün daha efendim. Lütfen." Telefondan cızırtılı sesler gelmişti. Sanırım nefes veriyordu. "Yarın şafağa kadar vaktin var." Bir şey dememi beklemeden telefonu suratıma kapatmıştı. Hızla tekrar işe koyuldum. Umarım yarın şafağa kadar kayda değer bir şey bulabilirim... (Bu kitabı okuyan/okuyacak olanlar size başta saçma gelse de sonradan ileriki bölümlerde ne olduğunu, neden olduğunu açıklıyorum! Çok saçma, bu ne ya, ne alaka, tarzında yorumlar yapmadan önce sabırla diğer bölümleri okumanızı rica ediyorum! Arada sırada yine de saçmalıklar olabilir, ki bu çok normal bir sürü kitapta var, onlar içinse şimdiden özür dilerim!) * 17/02/2023 Notu: Kitap düzenlenmiştir! *
anda mungkin juga menyukai
Slide 1 of 10
ZÜHRE ( Ağa Serisi 1 )  cover
KUZEY (+18) Düzenleniyor  cover
Damat Kaçırma (Final) cover
Mafya'ya Mahkum +18  (BxB) cover
BİRAZ MAVİ İSTİYORUM cover
Kelebeğin Ömrü Kısalıyor  cover
Karanlığın Efendisi cover
Denizin Mavisi cover
ELIYS (+18) cover
Hacker cover

ZÜHRE ( Ağa Serisi 1 )

21 Bagian Sedang dalam proses

"Güzelim, yapma Allah aşkına. Bağır, çağır, vur, kır ama susma." derken oturduğu sandalyenin önünde diz çöktüm "Esin" ismi dudaklarımın arasından dökülürken bakmadı. Elleri kucağında öylece önüne bakıyordu. Ellerini tuttuğum da yeniden konuşmaya başladım "Esinim, güzel gözlüm. Artık konuş, sana ihtiyacım var." Hiç ses etmedi. Dolu dolu olan gözlerim ağlamaya başladığın da şaşkınlıkla bana baktı. Önünde tam oturduğumda başımı dizlerine yasladım. Ellerini ellerimden çekmeye çalıştığın da bırakmak istemiyordum. Hala devam ettiğinde ben de pes ettim . Beni itmesini beklerken ellerini saçlarımda hissetmeyi beklemiyordum. Nefesi boynuma vururken " Aziz" dedi. Konuştu. Kalbim anlık teklerken öylece kalakaldım. "Ağlama" derken sanki gözlerim bunu bekliyormuşçasına daha fazla dolarken sustu. Elleri saçlarım da gezinmeye başlarken ben artık hıçkıra hıçkıra ağlamaya başlamıştım.