... "Nasıl bir şey biliyor musun Timuçin? Sanki, bir bardak suya cam tozu karıştırmışım ve yudum yudum içiyormuşum gibi...
Her yudumda içimin ince ince çizildiğini hissediyorum. Sanki kendi kanımla kendimi boğuyorum. Ama engel olamıyorum, duramıyorum. Bu yaralar iyileşecek gibi değil. Anlıyor musun?"...
Bir oyundu, kazanan olacağımı sanıyordum. Ama en çok kaybeden ben oldum. Vicdanımla kalbim arasında sıkışıp kaldım. Bu, benim hikayemdi. Her hikayenin bir kötü karakteri olurdu ve ne olursa olsun, sonunda masumlar daima kazanırdı. Ben, kendi hikayemin kötüsü oldum...
"Evdeki hizmetçiler neyse sende o sun"
zorundalıkda olsa ben onun karısıydım.
"Bekaretini bozduktan sonra sana asla elimi bile sürmeyeceğim şu karşıdaki koltukda yatıp kalkacaksın asla yakınıma gelmeyeceksin!" dedi kalın sesiyle.
Ben bir ömür bu adamla nasıl evli kalacaktım.