Geçmişin çığlıkları peşimi bırakmıyordu.
Yaşıyorum, yaşıyoruz, fakat öyle büyük bir çıkmazdayız ki bazen korkularımıza bile sığınabiliyoruz.
Benim korkum duygularım ve hislerimdi.
Hep kaçtım, hep gizledim.
Ama kurtulamadım...
"Kaçma, gizlenme savaş," dedi ruhum.
"Kaç, saklan, gizlen," dedi duygularım.
Olmadı, yapadım.
Anlamadım, anlayamadım.
Anlamadılar, anlamak istemediler.
Korktum, bazen hayata akıttığım küçük korkulu sızı beni mahvetti.
Ama yaşadım, hep yaşadım.
Hani derler ya "öldüm der durur yine de yaşarsın."
Ben bu döngüye hapsoldum.
Çıkamıyorum, boğuluyorum.
Acılar nefesimi kesiyor, çırpınıyorum.
Kurtulamıyorum.
***
(+18 işkence sahneleri içerir.)
Yıllar önce başlayan bir ayrılık hikayesi.
Daha doğduğu gün ölüm emri verilen bir kız.
Sırlarla dolu bir hayat.
Nefret duyulan bir beden ve sevgiye muhtaç bir kalp.
Yıllardır dedeleri tarafından kadınlara karşı bir nefretle büyüyen dört abi ve bir kardeş .
Kız çocuklarını bir utanç kaynağı olarak gören bir baba.
Yıllardır öldüğünü bildiği kızı için içi yanan bir anne.
Ve ailenin değerini bilen masum bir kız.
Peki sizce bu sekiz kişi onca engele rağmen aile ola bilecek mi?
"Aşiretmiş " sırf kız çocuğu olarak doğduğu için bilinmeyen biri tarafından ölüm emri verilen lakin ağasının emrine rağmen bir masuma kıyamayan bir kahya ile başlayan bir gerçek ailem kurgusudur.