Bir kadın;bazı gerçekler ile düzeni bozulmuş,duyguları ağır bir darbeye maruz kalmış,yalnız hissetmiş,acı çekmiş,ama sadakatini kaybetmemiş.
Gerçekler bir yana;onu büyüten insanlar,ki o çekinmeden ailem diyebiliyor,bir yanaydı.
Dolun,güvendiği kişiler için canını bile feda edebilirdi.
Bir adam;öğrendiği 'saklı' bir gerçekle her şey değişti.Bir anda olgunluk seviyesi artmış,sorumlulukları büyümüş,düzeni kökten değişmişti;ama şikayetçi miydi..Kesinlikle hayır.
Selim;yeni tanıştığı oğlu için canını bile feda edebilirdi.
Küçük bir çocuk.Etrafta olanları anlamak için çok küçük,küçücük.Konuşmayı bile çözememişken,anlamak güneş kadar uzaktı.
Ama iki kalbin birleşmesi için zemindi,onun küçük elleri,yüreği,gözleri..Kısaca tamamı..Kağan
Üvey olduğunu öğren Dolun,oğlunun varlığını geciktirmeli öğrenen Selim ve kitabın prensi Kağan...
'Bir baba en çok neyle mutlu olurdu?'
'Çocuğunun tebessümü ile.'
''O şerefsizle hiç bir yere gitmeyeceksin!'' Dediğinde sessiz kaldım, ateş gibi yanan bakışları bana döndüğünde volta atmayı bırakmış bedenini tamamen bana çevirmişti. ''Duydun mu?''
''Duydum Kerim abiciğim!'' Dedim Hande'nin söylediklerine atıfta bulunarak.
''Ne abisi ulan? Siz beni komple delirteceksiniz!''
Söylediğine karşılık ona doğru bir adım atıp çatık kaşlarımla söze girdim.
''Ne oldu? Hande söylerken hiç itiraz etmiyorsun ama!''
Kafasını yukarıya doğru kaldırıp derin bir nefes bıraktığında adem elması yutkunmasıyla birlikte hareketlendi.
''Ya sabır!''
''Sana binlik tesbih alayım bol bol sabır çek... Bu kafayla seni ancak o keser!''