Ateş ve ruh
Ateş yakar, acıtır, korkutur. Ateş, doğada yalnız kalırsanız size güç katar,korkusuz olursunuz. Ateş somuttur ama dokunamazsiniz, tutamazsiniz. Aynı ruhumuz gibi vardır ama göremezsiniz,dokunamazsiniz. Ruhumuz kutsaldır,sahibi vardır ama hayattayken sizinledir. Dünyadaki herşeyi ruhumuz kadar değerli kılan birşeyler var; nefsiniz,ideallerinin,iyiliginiz yada kötülüğünüz...
Saymakla bitmez bilmeyen isteklerimiz, kaderimiz ve sonrası...
Henüz gözlerini yeni açmıştı. Gunahsizdi. Anne karnındaki süresi dolmuş gözlerini yeni dünyaya ağlayarak açmıştı. Ama dünyanın ne kadar kötü olduğunu bilemezdi. Gözlerini açtı her yerden bağrış sesleri,ağlama sesleri ve kan koskusu geliyordu. Her yer alev alev yanıyordu. Ateşe verilen evlerinde dünyaya gözünü açtığı sırada annesi gözlerini kapatarak dünyasından uçup gitmişti. Masum günahsız çocuk ateşler içerisindeyken beyazlar içerisinde bir melek yanan odadan içeriye girdi masum çocuğu aldı ve yaşlı bir ağacın golgesine bıraktı. Kasabaya saldıran gölgenin adamlarından Frenk önüne gelen herkesi kılıçtan geçirirken ağacın altındaki çocuğu gördü,ona doğru gitti. Çocuğun yüzüne baktı kılıcını çıkardı çocuğa uzun uzun bakti ve kılıcı sapladı...