Bende bir, bin ben daha varım. Matruşka bebekler gibi, hepsiyle iç içeyim. Tek ortağımız; hiçbirimiz hiçbirimize benzemeden, bir bedende on bin ruh ile yaşamaya çabalıyoruz.
Bu benim, belki de on bin benden biriyim.
Ama önce size ne beni ne de diğerlerini anlatacağım. Önce boşboğaz, aylak aylak konuşacağım. Sanki kaygının zerresinden habersizmiş gibi.
Bilin ki bu süre zarfında siz; akıl hastanesine yatamamış bir ruhsuzu, hiç tanınmamış bir duyguyu, on bin beni, belki biraz daha ötesini, belki benim de sizin de görebileceğini her şeyi görürsünüz. Belki nankör gözleriniz gerçek bir göz görmenin mutluluğuyla yaşarıp dolar.
Ne dersiniz hanımefendiler, beyefendiler? Ben sizle konuşuyor gibi yapacağım, dünyanın en normaliymişçesine, bir dostummuşsunuz gibisine size sarılacağım.
Aramızda kaç fuzûlî kilometre var a dostlar?
Dilimde kaç fuzûlî söz var size anlatmaya gerek duyulan a dostlar?
Kaç siz, kaç biz var a dostlar...