"Benim adım Melek. Adım melek, ama hikâyem cehennem.
Bir aşirette doğmak, öyle sandığınız gibi sadece kan bağı, koruma ya da dayanışma demek değildir. Burada kan, sevginin değil çoğu zaman borcun ve utancın bedelidir. Kimse size sorular sormaz; neden sustuğunuzu ya da neden boyun eğdiğinizi merak etmez. Çünkü herkes bilir, cevap bellidir: Töre.
Benim hikâyem bir itirazla başladı. Berdel denen şeyin gölgesi üzerime düşmüştü. Ailemin "onuru" için ben bir takas malıydım. Ama kimsenin anlamadığı bir şey vardı: Ben kendi kaderimi kendim yazmak istiyordum. Bir seçim yaptım. Önce töreyi, sonra da kendi kanımdan olanı karşıma aldım.
Abimi vurdum. Ellerimi kana buladım. Çünkü benim için özgürlük, kanın bile bağlayamayacağı bir haktı.
Tatot? Yok, torot? Bu da değil, toronto?
Hiçbiri değil.
Şimdi size soruyorum ismini bile bilmediğim bir şeyin başına geçmek sizce ne kadar akıllıca?
Aşk akıl işi değildi ya zaten. Biz de delirip öyle yapıyorduk bir şeyler.
Hem ne demişler aşkta ve savaşta her yol mübahtır, ama biz şimdilik aşk olan tarafını kullanacağız.