Kendinizi hastanenin bir odasında düşünün, içerisinde 4 tane yatak olan bir hastane, ağlayan çocuk sesleri, çaresiz anne ve babalar, oradan oraya koşan hemşire ve doktorlar ve siz... Sadece bakıyorsunuz çünkü ne olduğunu bir türlü anlayamıyorsunuz, elinizde bir oyuncak bebek, diğer elinizde ise şişmekte olan bir serum korkuyorsunuz ama canınınız acıdığı için değil hiç birşey anlamadığınız için,
"3 tane serum verdiler ama hiç biri işe yaramıyordu sonuçta solmuş bir çiçeğe su verseler geri dönermiydi ki?
Ares, sert ve soğuk bir gençtir. Elzem ise dilsiz ve içe dönük bir çocuktur. Sınıfa yeni katıldığında, Ares ona mesafeli yaklaşır, ancak Elzem'in naif ve sabırlı tavırları zamanla Ares'in kalbini yumuşatır. İki zıt karakter arasındaki bu ilişki, birbirlerini anlamaya ve içsel yaralarını iyileştirmeye yönelir. Ares, Elzem'in sessizliğinde kendi duygusal boşluklarıyla yüzleşirken, Elzem de Ares'in içindeki acıyı fark eder ve bir bağ kurarlar.