Cebinden çıkardığı siyah küçük kadife kutuyu bana uzattı.
"Bu senin" dediğinde karşılık olarak elimi uzatmak yerine boş bakmaya devam ettim.
Birazdan uyanacağım ve bu bir rüya diye kendimi inandırmaya devam ediyordum. Cevapsız kalmamı pek önemsemeden kutuyu kenardaki masanın üzerine bıraktı.
"Aile yadigarı dikkat etsen iyi olur!"
"Ben seninle evlenmeyeceğim"
"Buna alışsan iyi olur"
"Geldiğimden beri herkes bana bir şeylere alışmamı söyleyip duruyor. Bu benim hayatım ve kimsenin yönetmesine izin vermeyeceğim." dediğimde cebindeki elini yavaşça çıkararak havadaki parmağımı yavaşça indirdi.
"Buna da alışsan iyi olur" diyerek söylediği kelimeyi tekrarlamıştı.
"Onca kız var etrafında baksana! Seninle evlenmek isteyen birini bulabilirsin, seni sevmeyen biriyle neden evlenesin ki! Bak ben seni istemiyorum." bu kez daha öfkeli bir sesle cevap vermiştim.
"Ben seni istiyorum!" dediğinde aniden cevap verme iç güdülerimi kaybetmiştim. Göz bebeğim büyümüş, kan akışım hızlanmıştı.
"Ne?" diyebilmiştim.
"Sen beni tanımıyorsun bile!"
Kafamdaki soruları yanıtsız bırakıp yanımdan öylece geçip gitmişti.
Davullar zurnalar kulağımda çınlarken bu deliliğin içinden nasıl kurtulacağımı düşünüyordum. Damatsız düğün yapıyorduk gelin buradaydı davetliler buradaydı olması gereken her şey yerli yerindeydi ama damat yoktu. Yüzümdeki duvak beni boğarken dayanamayıp hızla ayağa kalktım. Nefesim giderek sıklaşırken bir hışımla duvağımı açtım. "Yeterrrr!!!" Daha fazla bu saçmalığa tahammülüm yoktu. "Siz delirdiniz mi beni gelin diye getirdiniz oturttunuz buraya Fazıl Fazıl diye birini sayıklıyorsunuz güya damat, daha bir kere sesini bile duymadım böyle saçmalık mı olur?" Davul zurna sesi bıçakla kesilmiş gibi kesildi. Babam öfkeli gözlerle bana bakarken duvağımı başımdan sıyırıp masanın arkasından çıktım. Halay çekenlerin arasından geçip karanlığa karışmak istedim. "Dur orda İmran hatun!" Tüm alanı kaplayan sesle olduğum yerde kaldım. Karanlığın içinden çıkıp gelen adam önce gelin masasına uğrayıp çıkardığım duvağı aldı. Meydanın ortasına çivilenmiş bana sert adımla yürüyüp yüzümü örttü. "Tek sorun damatsa damat burda başka itirazın yoksa masaya geri dön" sesi itiraz istemez biçimdeydi. Ufak adımlarla masaya geçtiğim de kına da da nişanda da istemede de boş olan yanım doldu. Ya kalbim dolacak mıydı?
#İmran
#Fazıl
#dönem
#bey