Çevremde ki herkesi kaybettim. Hani derler ya "kendi hayatınızın başrolü olun." diye. Ben kendi hayatım da yavaş yavaş kaybolmaya başladım. Etrafım beni görmüyordu, duymuyordu, varlığımı dahi hissetmiyordu.
Kendi hayatımda kayboldum, onca insan arasında kendimi soyutladım, herkes başrol ama ben kendi hayatımda kendi figüranlığımı yapıyorum.
Beni tiyatro oyununda ki figüran gibi düşünün.
Sahneyi hayalbaz kurardı, rolleri o yazardı.
Rolüm neyse, mekanım ve zamanım neyse ben oyum. Yalnızca perdenin değişmesini beklerim. Perde açılır, yeni rolüm belli olur ve yalnızca o perde geçene kadar işlev görürüm.
Seyircilerimden tebrik edenim, alkış tutanım yoktu. İçlerinden birinin bile benden haberi yoktu.
Ben zamanla sahnenin bir köşesinde duran figüranlara benzemeye başlamıştım. Beni oraya o sahneye evrenin akışı yerleştirir ve gerisini bana bırakırdı. Bende rolüm neyse repliğim nelerse söyler ve geri çekilirdim. Böylece sahne kapanır ve figüran yine karanlığa terk edilirdi.
Kendini yaşadığı şeylerden sonra soyutlanmış hisseden Pınar, yalnızlığa hep alıştırılmak mecburiyetinde bulunulmuş, ona göre o kendi hayatında figüran. Kendi hayatının konuşmayan, duyulmayan, kale alınmayan figüran. Gözü kara, cesur, kaybetmeye niyeti yok.
Aşiret + gerçek ailem kurgusu. Birçok klişenin toplamından meydana geliyor, istediğimiz de zaten klişeler değil mi?
İrem yaşadığı şehri temsil etmiş ve Muay Thai alanında Avrupa şampiyonu olmuş başarılı bir genç kızdır. Hedefi, Dünya şampiyonası olan ve onu delirterek çalıştıran koçuyla birlikte Türkiye'yi temsilen şampiyon olmak istemektedir. Ailesi, arkadaşları ya da bir başka şeyi hayatında asla öncelik olarak görmeyen, hepsinin eksikliğini iliklerine kadar hisseden lakin burnundan kıl aldırmayan İrem Sevinç, aslında İrem Sevinç değil; Mardin'in en büyük ağası olan Mehmet Mazharoğlu'nun tek kız torunudur.
Mazharoğulları, kızlarının kasten değiştirildiğini öğrendiklerinde deliye dönmüş ve hızla kızlarını aramaya başlamışlardır. Onlara göre kızları hemen onlara koşup, tıpkı onlar gibi özlem giderecektir. Ortadaki tek ve en büyük sorun ise, küçük Mazharoğlu'nun ailesine rağmen hiçbirinin yüzüne bakmamasıdır.
Önyargılı ağabeyler, küçük kardeşler ve bolca kaos. Mizahın sınırlarını aşmaya ve İrem Mazharoğlu'nun kaos dolu hayatına eşlik etmek istiyorsanız, buyurun.