Gülce'nin aksiyonsuz bir hayatı vardı. Günlerini formüllerinin arasında çalışarak geçirir, projelerini modeller ve savaş çıktığında ülkesini koruyabilecek işler ortaya koyardı. Sonra kim olduğunu dahi bilmediği insanlar onu öldürmeye çalışınca tüm düzeni altüst oldu.
Egemen kendi halinde bir adamdı. Arada tek yumurta ikizinin yerine geçip, insanları kandırır, gelişen teknolojiye rağmen insanlardan kimliğini saklar, babasının adresini verdiği vatan hainlerini öldürürdü.
Sonra Gülce'yi koruma görevini üstlendi.
Biri ak öteki kara. Biri yaz öteki kış. Biri bulut öteki toprak.
Kahraman, Huysuz Şirin'in Türkiye şubesiydi. Gece rüyasında aklına bir plan gelir, gündüz o planla bir vatan haininin öldürülmesi emrini verirdi. Tek kurşun sıkmışlığı olmamasına rağmen çok kişini hayatını sonlandırmıştı.
Itır, Pollyanna değildi belki ama onu da cebinden çıkartırdı. Bir tornavida ve conta ile yapamayacağı çok az cihaz, içini açtıktan sonra düzeltemeyeceği bir iki makine vardı. Ellerinin yağ içinde kalması ve aktif olarak çalışmak ise en büyük tutkusuydu.
Aşk, öyle çok da sınırları olan bir şey değildi. Her kılığa girer, insana tükürdüğünü yalatır, iki uyumsuz kumaş parçası gördü mü de hemen birbirine dikerdi.
İhanet, çok yüzü olan bir rubik küpüydü. İnsanı delirtir, çileden çıkarır, şekilden şekle girer ama en nihayetinde çözülürdü.
Vatan ise korunmaya değer tek olguydu. Bu dördünün gözünde de daha kıymetli hiçbir şey yoktu.
Başlama Tarihi 01.02.2023
DÜZENLENİYOR
"Aşk bazen bir dokunuşta değil, kalp ritminde başlar..."
Nazlı...
Aldatılmış, yalnız bırakılmış ama asla teslim olmamış genç bir kadın. Karnında taşıdığı minik kalple yeni bir hayata doğru yola çıkarken, geçmişin izlerini ve geleceğin belirsizliğini Hakkâri dağlarında göğüslemeye hazır.
Savaş...
Adı gibi sert, bakışları gibi soğuk bir asker. Kimseye açmadığı kalbini, bir kadının sessiz gücüne ve doğmamış bir bebeğin tekmesine kaptıracağını nereden bilsin?
Bir karargâh...
Sessizlikle büyüyen bir bağ, söylenmeyen cümleler, dokunulmayan duygular...
Ve o kalp atışı...
Sadece bir bebeğin değil, kırık bir adamla yaralı bir kadının da yeniden başlamasının sesi.
Bu hikâyede kan bağı yok...
Ama can bağı her şeyin üstünde.