‘’Artık asıl meseleye gelecek misin?’’ ‘’Asıl mesele bu Suke. Sensin. Senin için geldim.’’ Sakin ol kalbim... ‘’Altından çıkacak şeyi merak ediyorum. Belki de sadece eski günleri özlemişsindir kim bilir. Dur bir dakika yoksa mezarına beraber çiçek bırakmayı mı teklif edeceksin!?’’ Bu çıkışım onu şaşırtmıştı. Normaldir, ben bile şaşırmıştım. ‘’Geçmişte elimizi pisletmiş olabiliriz. Ama sebeplerimiz vardı Suke. Unut artık bunları. Hala o çocuk olmadığını düşünmeye başlamıştım oysa ki. Hem herşey için beni suçlama. Şairin dediği gibi. Ne günah işlediysek yarı yarıya.’’ ‘’Ne var biliyor musun? Benim sebeplerim vardı. Benim. Ama sen Kapalı bir kutusun. İçinde kötülükten başka birşey yok. Tıpkı şeyin kutusu gibi...’’ Sarhoşlukla söyleyeceğim şeyi unutmuştum ki beni hatırlama zahmetinden kurtardı. ‘’Pandora.’’ ‘’Evet. Pandora. Ve beni düzeltmekten vazgeç. Pandoranın kutusu gibisin. Şimdi buraya gelmiş aklımı bulandırıyorsun. Beş sene sonra. Sence senin masumiyetine inanır mıyım? Sen karanlıksın. Minicik nokta kadar bile bir beyazlık yok sende. Şuan bana samimi gelmiyorsun. Ve bu sefer senin oyunun olmayacağım. Üzgünüm.’’ Hışımla masadan kalktım ve çıkışa ilerledim. Kapıda taksi çevirmek için beklerken kapı açıldı ve tam arkamda durup kulağıma fısıldadı. ‘’Belki de beyaza olan bu düşkünlüğüm o karanlıkta boğulmamdan kaynaklanıyordur.’'
15 parts