Hatırlatacak bana benliğimi. İçimde yatan şeytanı bedenimden ayıracak. Ruhumu, dediklerine göre eski saflığıma kavuşturacak. Güvenebilir miyim ona? Ufak bir "Demir Parçası" beni nasıl etkileyebilir ki? Kalbime denk gelse o silahtan çıkan ölüm, çok mu üzerdi beni?
Elimdeki kanı onun saflığına batırmak istemiyordum. Her ne kadar saf olmadığını bilsem bile, hatta benden daha kirli olduğu aklımda yatsa da kalbim kabul etmiyordu.
Ben ki, içimde yaşattığım bu iki kişiliği taşımak zorunda kaldıysam, herkes bunun sonucuna katlanmak zorundaydı. Yinede bir yardım eli olmadan kurtulmam imkansızdı. Her saniye anılarım siliniyor, geçmişe dair hiç bir şey hatırlamayan bu kız için zaman azalıyordu.
Teşekkürler Demir Özer, şimdiden teşekkürler.
Bu kurguda yer alan çoğu karakter ve olaylar hayal ürünü olmakla beraber, tamamen bana aittir.
"Tatlı dile, güler yüze
Doyulur mu, doyulur mu?"
Sesli kahkahalar eşliğinde Neşet Babaya eşlik ediyordum, rakı bardağını kafama diktim ardından gözlerim karşı masaya kaydı. Dirseklerimi masaya yasladım, elimdeki rakı bardağını masaya indirdim usulca.
Geldiğimden beri bakışları bakışlarımdan ayrılmayan adama gülümsedim nazlı nazlı. Daha sakin ve yumuşak ve sessiz çıkmaya başladı sesim,
"Aşkınan bakışan göze
Doyulur mu, doyulur mu?"
Kollarını göğsünde bağlamış, bal gözlerin sahibi bana cürretkar bakışlarla bakmaya devam etti, bir ara dudağının köşesi kıvrılır gibi oldu yanımda oturan insanlar umurunda değildi o kendinden emindi. Geceyi onun kollarında bitireceğimden emindi.
***
Hikaye tamamen kurgudur. Gerçek olay ve kişilerle alakası yoktur.