2 ŞUBAT

Bazen şöyle bi düşünüyorum, sevdiğim adamı, gözlerini, dudaklarını Hiç cevabı olmayan sorulara rastlıyorum sonra. cevabını bile vermekten korktuğum sorularla boğuşuyorum her gece. Giderse ne yaparım dur diyebilir miyim gitmesin diye nelerimi veririm tek bildiğim herkesi herşeyi onun için silip atıcağım gitmemesi için canımı ortaya koyacağım, diğerlerini  ne siz sorun ne ben cevaplıyım, Onun öpüşü onun sarılışı onun kokusu neyde var be kardeşim ? kimde bulurum onda bulduğum huzuru, kimde hissederim kendimden birine dokunduğumu ? kim sevebilir beni onun sevdiği kadar ? saçlarımın kokusuna bile kim canını verebilir ki ? ben öyle bir adama vurulmuşum ki azizim, sonum da soluğumda ''O'' dur, İnsan eline kahvesini aldığında nasıl huzurluysa, Bir baba gazetesini ne sevinçle okuyorsa, Bir anne yemek yaparken nasıl o yemeğe sevgisini katıyorsa ben de o adama kattım kendimi, bende o adamla karıştım, bizide birlikte okudular bir gazete gibi, Son bardaktaki iki su damlası olduk, öyle gerçekçi öyle sımsıkı, En kötü zamanlarımı en sevinçli günlerimi o adamla paylaştıysam ben o adama aşığım be,Gözlerinden akıcak bir damla gözyaşı için ömrümü veririm ömrümü, o gülsün diye canımdan olurum, varsın ben öleyim ama o gülünce tekrar yaşamıyacağım ne malum? Deliler gibi seviştiğim saatlerce dudaklarımı dudaklarına teslim ettiğim  adamdan bahsediyorum,Gitmesinden en çok korktuğum adamdan, Birgün kocam diyeceğim sana yarim diyeceğim işte alın yazım diyebileceğim, Büyük aşklar unutulmazmış biz şimdiden tarihe imzamızı attık ozaman adamım,Gözlerin gözlerimi arzuladığı her gece gözlerimden olurum ben, gerekirse kör olurum da yinede gelirim yanına,,.