Beynim kendimle savaşırken başım çatlıyordu onu hem seviyor hemde nefret ediyordum. Duvara elimi dayadım sonrada sırtımı dizlerimi kendime çektim ve dengemi sağlayamayıp yere yığıldım. Arkadan bağırışlarını duyuyordum. "Sana bunun ona fazla geleceğini söylemiştim Steve!" bunu söyleyen Jack'ti "Umrumda bile değil gerekirse bir daha yap o benim anladın mı?! Ve benim olarak kalmalı sonsuza dek!"sesi sertti gözlerimi araladım ve kendimi yerden kalkmaya zorladım. ~~~~~~~~~~~~~ Alex'in beni eve götürmesiyle birlikte içeri girmeden önce bana son bir şey söylemek için omzumdan tuttu ve beni kendine çevirdi, nefesini seslice dışarı verdi ve "Seni uyarmalıyım az sonra içerde göreceğin şeyler kolay sindirilebilecek şeyler değil lütfen , güçlü kalmaya çalış." Kafamı tamam anlamında sallayıp içeri girdim. Biraz tuhaf kokuyordu. İlerlemeye başladım. Ev fazlasıyla sessizdi. Girişi geçtikten sonra koku daha kötü bir hal aldı. Üst kata çıktım ve kokuyu takip etmeye başladım. Üst katta koku her ne kadar dayanılmaz derecede kötü olsada umursamamaya çalışarak devam ettim. Babamın çalışma odasının önünde durdum, derin bir nefes aldım ve kapıyı açtım... Tüm hakları saklıdır©All Rights Reserved