Zemin kata vardığımızda içime dolan korkunç hisle daha da yavaş ilerlemeye başladım. Eser'in bir an bile kolumu bırakmaması beni daha da tedirgin ediyordu. Demek ki, kötü bir şeyler olduğunu hisseden ben değildim.
"Çocuklar?" diye bağıran Pamir'le mutfağa geçtik.
"Ne oldu?" diyerek beni de çekiştiriyordu Eser. Gördüğümüz şeyle bir adım geriledi, fakat korktuğumu sanarak hemen beni kendine çekerek onu görmemi engellemişti.
Her gelen benimle aynı tepkiyi vermişti. Hiç kimse ama hiç kimse, bunu görmeyi beklemiyordu. Partilediğimiz evde yapayalnızdık. Evde bir biz vardık, bir de karşımızda kanlar içinde yatan ceset.
"Ne yapacağız?" diyen Eren'e baktım. Tam o anda sirenler çaldı, dışarıdan kırmızı mavi ışıklar yansımaya başladı eve. Hiçbirimiz hareket edemedik. Hiçbir şey diyemedik. Olanların şokunu bile atlatamadan sorguya çekilmek için karakola götürüldük.
-------------------------
13 yaşından küçüklerin okumasını tavsiye etmiyoruz ve kan, cinayet tarzı şeylerden rahatsız olacak, hassas kişilerin de aynı şekilde. Yine de size kalmış tabii.
⚠️ INSTAGRAM HESABIMIZI DA TAKİP EDEBİLİR MİSİNİZ? @zemincallias 🫶🏻
"Bana ocüymüş gibi bakmayı kes. İnsanım." Derin bir nefes aldıktan sonra dolunaya baktım. Bu gece beni aydınlatmak ona düşmüştü. "Ayrıca göbeğin sana pek yardımcı olmuyor. O ağaç senden birkaç beden daha küçük." Beklediğim gibi birkaç homurtu duyduğumda ağacın arkasına saklanan genç çocuk kendini açık etti. Titreyen bedenini gördüğümde sıkkın bir nefes bıraktım.
"Şu gözlerini çek üzerimden velet."dişlerimi sıkarak söylediklerim onu daha da korkutmuş gibi titremesi arttığında kendimden bir kez daha iğrendim. Üzerimde üniformam ile birçok çocuğun hayalini süslerken başka bir çocuğu benliğimle korkutuyordum.
"Korkacak bir şey yok. Bir tanıdık." Kaşlarımla arkamdaki mezarı işaret ettiğimde çocuk kalkan kaşları ile bana sanki bir hayaletmişim gibi bakmaya devam etti. "Ne var ulan?! Babamızın mezarına ziyarete geldik işte! Niye mezardaki benmişimde dirilmişim gibi bakıyorsun?"
Sağ elinin işaret parmağı titrek bir şekilde havalanıp arkamdaki açık mezarı işaret ettiğinde "Babanın mezarını mı kazdın yani?"diye sordu. Sanki çok normal bir şeymiş gibi sakince omuzlarımı silktim. "Senin mezarını mı kazmalıydım?"
"Hayır tabiki de!"diye cırladığında diğer eliyle hızlıca ağzına kapattı. "Abla Allah'ını kitabını seversen senin akşam akşam başka işin yok muydu ya?!"
"Niye lan? Bu akşam müsait değil miydi?"