"Pars diye bir adam varmış tanıyor musun?" diye sorduğumda Dinçer'in dikkatini kendime çekebilmiştim. "Neden soruyorsun?" soruma soruyla karşılık verdiğinde bu işin kolay olmayacağını anladım. Aptal adam söylesen incilerin dökülürdü zaten. Elimi çeneme koyup 'hmm' gibi sesler çıkartıp düşünüyormuş gibi yaptım ve sanki hayranlık duyuyormuş gibi ilgiyle konuştum. "Yakışıklı, zeki, güç sahibi ve de herkesi dize getiren bir adam. Asıl böyle birini sormasam yazık olurdu." bir adamı bu kadar övüyor olmak benlik değildi o yüzden yüzümü buruşturmamak için verdiğim çaba taktire şayandı. Verdiğim cevap karşısında kaşları havalandı ve masada üzerime doğru eğildi. "Çok mu yakışıklıymış." dedi üzerime eğilmeye devam ederken. Noluyo be, sanki ona yürüdük. Ne bu tavırlar. "Öyleymiş. Benim gibi güzel bir kız talip oluyor. Bana bakmayacakta kime bakacak Pars efendi." cilve eklediğim sesimle konuştuğumda üzerine bir de saçımı savurup gülmeye başladım. Çok kısa bir süre gözlerimdeki gözlerinin dudaklarıma indiğini ve gülüşüme baktığına şahit oldum. Gözlerini tekrar gözlerime çıkarttığında o alaycı gülüşü gözlerinde yeniden peyda olmuştu. "Pars'ın tipi değilsin. Hiç boşuna uğraşma Pars sana bakmaz." dediğinde dişlerimi sıktım. "Sen nerden biliyorsun tipi olup olmadığımı. Buna sen mi karar veriyorsun?" diye sorduğumda tereddütsüz yanıtladı beni. "Pars'ı en iyi ben tanırım küçük hanım. Karara gelecek olursak evet ben karar veriyorum." dediğinde arkasına yaslandı. Bu kadar ego fazlaydı. Pars'ın güvendiği adamsın diye her şeyi bilecek değilsin ya? ‼️YASAKLI MADDE KULLANIMI, ARGO, KÜFÜR VE ŞİDDET ÖGELERİ İÇERİR. KARAKTERLERDEN ETKİLENİP ÖZENECEK BİR YAPIYA SAHİPSENİZ OKUMAMANIZI TAVSİYE EDERİM.‼️ ▪️30.01.2023▪️All Rights Reserved