O gün, meslektaşlarımın aksine en sevdiğim gün olan Pazartesi günü sınıfımıza gelen kız benim matematikle dolu olan taş kafamı karıştırmaya yetmişti.
Sebahat Atdöven
Yüzündeki ergenlikten kalma sivilceleri ona ayrı bi' hava katıyordu. Kırmızı çerçeveli gözlükleri kahverengi gözlerini öne seriyordu. Sarı, sıçmık rengindeki saçları iki yandan örülmüş, tam bir Heidi'ye benziyordu. Aslında Heidi'nin gerçek hikayesini okuduktan sonra Heidi'ye acımıştım ama konumuz bu değil. (Heidi tecavüze uğradı.) Ama ben bu sınıfımıza gelen Heidi kılıklı sıçmık renkli güzel kıza tecavüz etmeyecektim elbette. Beynim matematik problemleriyle tıka basa doluyken bu mümkün olamazdı tabiki.
Neyse, benim hakkımda birkaç şey öğrendiyseniz, hikayeme geçebilirsiniz. Oh my god! Beş dakikamı boş geçirdim, inanamıyorum. ÇILDIRCAAM! Bu Abidin Kabakulak gibi birisine ters ulan! Ben Tatar Abidin'im! BEN BU OYUNU BOZARIM!
#Tüm hakları saklıdır.
UYARI = Hikaye saçma olaylardan oluşmuştur. Rahatsız olacaklar okumasın!
Siz: Sırf beraber çalıştığımız için bana böyle davranmanıza izin veremem, İlker Bey?
İlker bey: Davranışlarımın sebebi sadece beraber çalışmamız değil Başak hanım.
Siz: Peki ya ne?
Siz: Ne bu haddinizi aşmalarınız?
Siz: Sabrımı zorlamalarınız.
İlker bey: Aklımı sikip attığın için bunların cevapları bende de yok. Buna aşk diyorlar ama çok saçma.
İlker bey: Hiçbir insan, bir insanın iradesini bu kadar sikemez.