Bir 'Korkacaksın...' fısıldayışıyla başlar benim saniyelerim. 'Yaşamdan çok fakat ölümden az.' 'Korkacaksın...' 'En az gözlerimdeki gölgen kadar." ----------------------- "Bu gece ay, bizi mühürledi Ayza." Aramızdaki mesafeyi kısaltması sesinin üzerime daha çok tesir etmesine neden olurken birkaç adım daha attı. Kendiyle benim aramda sadece birkaç santim mesafe bıraktığında durdu ve gözlerimin içine baktı. Fakat bu öncekilere benzemiyordu çünkü bakmakla yetinmiyordu. Görmeye çalışıyordu. Karşısında kim olduğunu, kiminle mühürlendiğini ya da sadece beni...ve itiraf etmeliyim ki bu ürkütücüydü. Karşımda, kendinden o kadar emindi ki bu onu durdurmama engel oluyordu. Kokusu yavaş yavaş üzerime sinerken onun bana yakın olması evrenin en doğal şeyi gibiydi. Mühürden dolayı mı böyle hissediyordum emin değildim ama doğru geliyordu. Yanımda olması yıllarca geciktirilmiş bir gerçek gibiydi. Sağ eli usulca havalanıp sol omzuma doğru yol aldığında hareket etmek istedim. Onu durdurmak, ondan uzaklaşmak...ama vazgeçtim. Ne yapacağını merak ediyordum. O, tanımadığım biriydi ve kendim dışında gördüğüm tek asildi. Benim gibi miydi bilmek istiyordum. Eli, elbisemin askısına değdiğinde iki parmağını kanca gibi yaparak askıyı kavradı. Parmakları tenime değdiğinde hissettiğim karıncalanma kalbime kadar yol almaya başladığında tepki vermemek zordu. Öyleki kendimi bunu saklamak için gözlerine daha kararlı bakarken buldum. Onun da gözleri değişti ama hiçbir şey demedi. Kafasını eğerek başını bana daha da yaklaştırdığında aramızda bir nefeslik mesafe vardı. Hareket etmedim, kavradığı askıyı iki hilal de görünecek şekilde indirdiğinde bile. Bakışları birkaç saniye benden kopup omzuma kaydığında nefesini tuttuğunu hissettim. Yeniden gözlerime döndüğünde karanlık harelerinin daha da koyulaştığını görmemek mümkün değildi
24 parts