Geçmiş...
Daha bebek yaşta acılarla avundum, çocukluğumda bana anlatılan masallara inandım, genç bir kız olduğumda ise avunduğum acılarımın bir bir gerçeklerini öğrendim. Bana anlatılan masalların, yalanlardan ibaret olduğunu gördüm.
Gerçekler...
Önüme gerçekler koyuldu, yalan sandım. Yalanlar koyuldu, gerçekler sandım.
Hangisine inanacağımı bilemedim. Hayatıma bir adam girdi onun doğrularını, doğrularım yaptım.
Doğrular...
Peki ya bu adamın doğruları neydi?
Benim hayatımla olan ilgisi neydi?
Ve en önemlisi; bu tiyatro ne zaman bitecekti?
Sahnelerde, tanınmamış insanların oyunu...
Geçmiş, bir kadeh dolusu şarap..
Kadehi veren, yatağımdaki Azrail.
Ve ben, o Azrailin gülen yüzüne kanan çocuk.