Öylece düşündüm. Benim için, yani Hwang Hyunjin için, hayallerinin dışında bir hayat var mıydı? Muhtemelen hayır. Her gün birbirinin aynısı. Okula gider, gelirdim. Her zaman olduğu gibi başta ilgi görürdüm. Sonra... sonrası yoktu. Sosyal ilişkilerim işte bu kadar kısa sürerdi. Ondan da sonrasıysa hakkımda duyduğum fısıltılardan ibaretti. "Bu kadar yakışıklı olup, kafasının gidik olması büyük bir haksızlık." dediğini duydum birilerinin. Bu bir iltifat olamazdı herhalde. Önemsemedim, birazdan kafamı sıraya koyar ve hayallere dalardım zaten. Tüm ders boyunca yapmayı planladığım şey buydu. Bu beni biraz da olsa keyiflendirmişti. Sonra onu gördüm. Hayallerimin başrolünde oynayacak karakterimi. Lee Minho'yu.All Rights Reserved
1 part