ZÜMRÜT YANGINI "ARİYA"
  • LECTURAS 82,729
  • Votos 13,884
  • Partes 104
  • LECTURAS 82,729
  • Votos 13,884
  • Partes 104
Concluida, Has publicado feb 16, 2023
Zümrüt gözlü Ariya.

Zamanın en acımasız ağasına gelin edilmişti on sekiz yaşında. Hayatının cehenneme döneceğine inanan genç kızın Allah tarafından korunduğuna inandığı geceydi o gece. Berbat bir gerdek gecesi sonrasında kocası olacak adam hasımları tarafından öldürüldü.

Köyler derin bir yas içine girdiğinde herkesin vah zavallı deyip başını okşadığı Ariya asıl cehennemin ondan sonra başladığını bilmiyordu.

Ağanın hem tek oğluydu Ariya'nın kocası. Koca konakta bir başına kalan Ariya o evin kızı olarak kalmasına karar verilince dünyası başına yıkıldı.

Evine döner sanıyordu ama dönemedi. Bırak dönmeyi Ahmet Ağanın tek evladı yerine geçmiş, bütün işlerinden sorumlu olmuştu. 

Hal böyle olunca çokça göz önünde olup bundan zerrece rahatsız olmamaya, aksine kendini tamda olmasını istedikleri o insan yerine koyup canhıraş çalışmaya başlamıştı. 

Bildiği her şeyi Ağa babası, yani kayınpederi Ahmet Ağa öğretmiş, içinden cevval bir kadın çıkarmıştı. Artık gözü kapalı emanet ediyordu işlerini. 

Her şeyin üstesinden geliyor, bir çok işi ustalıkla yürütüyordu Ariya. 

Gel zaman git zaman yıllar geçmiş, Ariya yirmi altı yaşında basmıştı. Sekiz yıl boyunca yaptığı her şey onu Hanımağa yapmıştı. 

Ahmet Ağanın ölümü kapıdaydı. Adam elden ayaktan düşmüştü. İdare o ölünce tamamen Ariya'ya kalacaktı, bundan pekte memnun olmayan kayınvalidesi Zerrin Hanım, Ariya'nın evlenmesini istedi. Aşirete uygun bir Ağa oğluyla elbette. 

Ariya'yı yepyeni bir telaş sardı. Şimdi ne yapacaktı?
Todos los derechos reservados
Tabla de contenidos
Regístrate para añadir ZÜMRÜT YANGINI quot;ARİYAquot; a tu biblioteca y recibir actualizaciones
or
#5ayrılık
Pautas de Contenido
Quizás también te guste
Yeniden  ✓TAMAMLANDI✓ de bluegulcin
50 Partes Concluida
|. "Tamam... Gelelim asıl konumuza. Sen de görüyorsun Yekta. Ne sen,ne de ben mutlu değiliz! Neden bize bunu yapıyorsun? Artık bir evladımız var. Aramızda yaşananları ona yansıtmak istemiyorum,ama biz mutsuz oldukca onu nasıl mutlu yapacağız? Lütfen boşanmayı kabul et ve buevrakları imzala!" 'Demek karısının derdi buymuş' diye düşündü Yekta. Yine boşanma konusunu açmıştı. "Bizi sen mutsuz yapıyorsun Gülçin. Olanları büyütmesen mutlu bir aile ola biliriz! Sana kaç defa söyleyeceğim? Biz boşanmayacağız!" Yektanın sesini yükseltmesiyle Gülçinin gözü meyve bıçağına sataştı. Ani bir kararla bıçağı aldı ve sağ elinin bileğine dayadı. "Hey... Ne yapıyorsun?! Gülçin bırak şunu! Çocuk oyuncağı değil!" Gülçin gülerek kocasına baktı. Bu gülüşü acıdandı. Anlamıyordu... Kocası mutsuzluğunu,düşüncelerini,hislerini anlamıyordu. "Anlamıyorsun Yekta... Mutsuzum... İstemiyorum işte. Seni İ-S-T-E-M-İ-Y-O-R-U-M! NEFRET EDİYORUM SENDEN!" Yekta endişeli ve korku dolu gözlerle karïsını izliyordu. Ondan böyle bir hamle beklemiyordu. "Güzelim, bırak elindekini. Bak hall ede biliriz. Hadi önce bırak şu bıçağı!" Gülçin daha fazla gülmeye başladı. Hall ede bilirlermiş. Ede bilseydiler şimdi bu halde olmayacaklardı. "Öldürürüm kendimi Yekta! İnan yaparım! Kabul et işte!" "Bizim bir çocuğumuz var Gülçin. Hiç olmazsa onu düşün. Onun anneye ihtiyacı var." Yekta karısını nasıl ikna edeceyini bilmiyordu. Bıçağı ana damarının üstüne bastırıyordu. Daha da yaparsa sonu kötü olurdu. Yektanın gözleri dolmuştu bile. Karısı ne hale gelmişti. "Sen düşünüyorsun mu onu!? Onu mutlu ede bilmek için önce benim buna inanmam lazım,ama sen izin vermiyorsun! Kabul ediyor musun?" "Yapma,lütfen..." Gülçin Yektanın kabul etmediğini anladığında bıçağı daha da bastırdı. Kan görünmeye başladığında Yektaya son kez baktı. Yektaysa
GECENİN İZİ de hisssizyazar
30 Partes Continúa
Yağmur yağıyor, her yeri sel alıyordu. Sokaktaki insanlar ıslanmamak için oradan oraya koşuyor, trafik arabalar sayesinde tıkanıyordu. Şemsiyesi olan insanlar rahat bir şekilde yolda yürüyordu. Şemsiyesi olmayanlar ise şanssızdı. Yağmurdan ıslanmamak için korunacak yer arıyorlardı. Şemsiyesi olmayan, elinde kalın hukuk kitapları, üzerindeki deri ceketi ile rahatça yürüyordu İzem. Acelesi yoktu. Islanmayı seven biriydi. Küçükken babası onu sokağa attığında yağmurun altında kendi kendine eğlenir, biriken suların üzerine zıplardı. Uzun kahverengi saçları ıslanıp birbirine karışmıştı. Elindeki hukuk kitapları çantasına sığmadığı için elinde sımsıkı tutuyor, ıslanmamaları için boynundaki kahverengi atkıyı kitaplarına siper ediyordu. İzem Karasu. Üniversite son sınıf öğrencisiydi kendisi. Yirmi üç yaşında, geleceğinin hayallerini kuran ve başarılı bir savcı olmayı hedefleyen bir hukuk öğrencisiydi. Son yılının bitmesine ve mezun olmasına sadece aylar kalmıştı. Metro durağına inen yürüyen merdivenleri görene kadar normal hızda yürümeye devam etti. Yürüyen merdivenler gözüne çarpar çarpmaz adımlarını hızlandırdı. İzem dışarıdan çok sert görünürdü. Bakışları her zaman insanlara nefretle bakardı. Oysaki sıcakkanlı biriydi. Sevdiklerine karşı çocuksu olurdu. Merhametli ve sevecendi. Soğuk olduğu insanlara acımazdı. Metro durağına geldiğinde metro gelmişti bile. İnsanlar birbirlerini ittirerek metroya ulaşamaya çalışıyordu. Sanki birbirlerini itmeseler metroya binemeyecek gibi bir halleri vardı. .....
Quizás también te guste
Slide 1 of 10
AYRILAN KALPLER (Sevda Serisi-1) cover
Yeniden  ✓TAMAMLANDI✓ cover
Fındık Tarlası cover
☑ I Really Hate U But I Love U cover
GECENİN İZİ cover
İHANET (TAMAMLANDI) cover
Büyük Aşk cover
Deniz Yıldızı  cover
KARANLIK GÜNEŞ cover
BİR GÖNÜL 'E AŞK  GiRINCE(TAMAMLADI) cover

AYRILAN KALPLER (Sevda Serisi-1)

18 Partes Concluida

"Neden beni beklemedin. Biz birbirimizi seviyorduk." Dedi genç adam, resmen can çekişiyordu. "Seni hiç sevmedim ki! " dedi Hüsna acımasız gözlerle bakarken. "Ama teklifimi kabul ettin. Askerden gelince evlenecektik." Gözleri doldu Levent'in. "Hiç cevap vermedim ki..!" Diyerek alayla güldü Hüsna. "Yüzüğü aldın? Bu bir cevaptır. Yoksa ben mi yanlış hatırlıyorum." Hüsna, beklemediği bir cevap karşısında afallamıştı. Okyanus mavisi gözlerini kaçırdı. "Verecek cevabın yok değil mi?" dedi Levent. "Anlamıyorsun herhalde, seni hiç sevmedim ki, sevebilirim sandım ama baktım olmadı. Sen ve ben ayrı dünyanın insanlarıyız Levent. Ben imamın kızı, sense bir şarkıcının oğlusun, iki dünya bir araya gelse, biz asla gelmeyiz. Çok fazla hayal kurmuşsun." Levent, omuzları çökmüş halde bir kaç adım geriye adım attı. Gözlerinden hayal kırıklığı bariz bir şekilde okunuyordu. "Hüseyin sana layık mı?" "Evet" Dedi Hüsna kendinden emin bir şekilde. "O beni seviyor, bende onu çok seviyorum. Hem Hüseyin İslam'ı yaşamak için çaba sarf ediyor. O yüzden peşimi bırak. Seni bir daha çevremde görmek istemiyorum." Diyerek kaçarcasına ayrıldı Hüsna. İmkansız bir aşkın acı dolu öyküsü.. Birbirine aşık olan Hüsna ve Levent'in aşk uğruna verdikleri imtihan.. Ya beraber olacaklar yada birbirlerinden ayrı aşkın ateşinde yanacaklar..