YAZAR İÇİN DUYGUSAL BİR DEĞERLENDİRME
Jose Mauro de Vasconcelos, bir dizi kitap boyunca hep aynı kişinin yaşamını anlatıyor: Ze... Zeze... Zeca... Gum... Kahramanın adı değişse de kitapların hepsinde aynı kişiyi görüyor, 'Şeker Portakalı'nda onun çocukluğundan başlayarak, 'Güneşi Uyandıralım'da delikanlılığını, 'Delifişek'te (Doiddo'da) ilkgençlik yıllarını, daha sonra olgunluk çağını, gerileme dönemini ve yaşlılığını izliyoruz. Böylece bu unutulmaz kişinin yaşamına girerek, onun kendi kişiliğini keşfetmesine, günlük yaşantısında başından geçen ufak tefek serüvenlere, kendi kendisiyle hesaplaşmalarına ve kaderini aramasına tanık oluyoruz. Öte yandan, kahramanımızın kişiliğinde yazarın kendisinden pek çok şey var, çünkü Zeze'nin yaşamını anlatan bu kitaplar yazarın özgeçmişinden pek çok şey almış. Zeze de, onun yaratıcısı da yoksul ailelerden geliyorlar, her ikisinde de yerli kanı var; ikisi de ana babalarından alınıp yabancı bir ortamda ve sevgiden yoksun koşullarda yaşamak zorunda bırakılmışlar. Her iki Tıp Fakültesi'nin ikinci sınıfından ayrılarak eğitimlerini yarım bırakmışlar ve içlerinde uzaklara gitme arzusu filizlenmiş. Jose Mauro de Vasconcelos'un oradan oraya dolaşmakla geçen yaşamında, uzaklara yolculuklar, türlü uğraşlar ve olaylar, biraz da rasgele, birbirini izler ve 'dövüş başına 100 cruzeiro'nun, zor bir yaşamla açlık arasındaki sınırı çizdiği zamanlarda 'tüy sıklet antrenörlüğü' yaptığı o ilk işinden başlamak üzere yıllar geçip gider.