Bitmeyen bir oyun vardı. Öyleki bu oyunu FBI bile durduramamıştı. Oyunda 5 oyunccu vardı. Bunlar: Marangozcu, Kunduracı, Terzi, Şifacı ve Yönetici. Oyun bir süre sanal ortamda oynanmış ardından gerçek hayata geçmişti. İnsanlar bu oyuna maruz bırakılıyordu. Maruz bırakılanlardan birileri daha vardı. Onun en sevdiği şey kelebeklerdi. Onları saklar hata duvarını onlarla donatırdı. O pembeydi. Taki içine siyahlar bulaşana kadar. Onun adı Almiraydı. Onun yaraları vardı. Zor bir hastalığa sahipti. Şifası yeni yeni bulunmuş bir hastalıktı bu. Hastalığının ismi 'Kelebek hastalığı' idi. Maskelerin ardına saklanmak zorundaydı o. Onun adı Pars Yağızdı. Kelebekleri çok seven bir kız ve o hastalığa sahip bir erkeğin hikayesine hoş geldiniz. ... Bir kaç piyonduk delilerin arasındaki sahte oyunların içindeki piyonlar. At 'l' çizmeyi bıraktı. Kale düzlüğünden vazgeçti. Vezir şahı korumayı bırakıp kralmış gibi davrandı. Şah kralıgını kendi yıktı. Filler vezire karşı çıktı. Peki ya piyonlar? Onlar hep kraldı görmedigimiz ama takımı için feda edilen piyonlar. Güçsüz değilerdi. Ölmeye razılardı ama öldürdükten sonra... Satrançtaki siyahlar beyaz oldu. Oyunuma varmısınız? Aydınlıktı benim yolum nerden çıktı da karıştı tüm uvuzlarıma bu siyah? İlayda Uçar