VİRÜS : Y.O.L.
  • Reads 88
  • Votes 9
  • Parts 3
  • Reads 88
  • Votes 9
  • Parts 3
Ongoing, First published Feb 19, 2023
2027 senesinin ortalarında dünyanın her yerinde eşzamanlı olarak kaos çıktı. Bu kaosun sebebi; hayatta kalan insanların ismini çok sonradan öğreneceği " Y.O.L." virüsüydü. Bu virüs dünyaya yıkım ve ölüm getirdi. Virüsten etkilenen insanlar; öldü ve dirildi. Yolları yıllar sonra bu esrarengiz salgınla kesişen Yavuz ve Selen'in artık tek planı vardı. Hayatta kalmak!

   Türkiye'de başlayıp ülke sınırlarını aşan bu serüven, dili ve olay örgüsüyle sizi hikayenin tam ortasına sürükleyecek. Nefesinizi kontrol etmenizi engelleyecek ve soluksuz kalacağınız anlara sahip olan bu roman unutamadıklarınız listesinde bir numaraya yerleşecek. Hikayesinde sadece ölüm veya öldürmeyi değil aynı zamanda hayatta kalma, aşk, gizem, bilim ve insan psikolojisi gibi diğer unsurları da barındırmasıyla olay örgüsünün içerisinde rahatça kendinize yer bulmanızı sağlayacak.

   Serinin birinci kitabı olan "Virüs : Y.O.L." serinin diğer iki kitabını sabırsızlıkla beklemenize  sebep olacak kalitesiyle sizlerle buluşuyor.

-AYŞENUR S.
All Rights Reserved
Sign up to add VİRÜS : Y.O.L. to your library and receive updates
or
#299salgın
Content Guidelines
You may also like
Bir Moğol Hikayesi- Hülagü Han {Tamamlandı} by CopyCatSlayer
45 parts Complete
(bxb) Eceli gelmeden ölmek nedir bilir misiniz? Hayatın yavaş yavaş anlamını yitirmesi ve yaşadığımız olayları o veya bu sınıfına koyamayıp yaşarken ölü konumuna düşmek? İşte bu sessiz sedasız intihar etmektir. Çok iyi hatırlarım babam başkalarına sert davranırdı. Annemse başkalarının acılarını paylaşırdı. Bugün ise annem öldü babam da bulduğu bir kadınla çekip gitti. Neden beni almadı diye sorarsanız da sebebi lanet bir "homo" olduğum için. Bu eşcinsellik yüzünden duymadığım hakaret ve yemediğim dayak kalmamıştı. Evden, çevreden hatta okul arkadaşlarımdan bile!.. Şimdi de bana babamdan yadigar kalan o sertliği kendime yönelttim. Babam gibi çektiren de annem gibi çeken de ben oldum. Ve hikayemin kapanış sahnesi olarak kalbim paramparça kırılmış ve taş gibi katılaşmış şekilde bu dünyayı terk ediyorum... En azından ben öyle planlıyordum ama öldürmeyeni Allah öldürmüyor derler ya. İşte tam olarak başıma gelen bu oldu. Kendimi attığım uçurumda yaşamımın son bulmasını beklerken ; yürekleri allak bullak eden, göğü parçalayan tiz çığlıkların arasında bulmuştum kendimi. Yerde yatan cesetler ardında kaçışan kadın, erkek ve çocuklar ; hemen arkalarında yeri göğü inleten küheylan gibi atlarla sert, cesametli, iri yarı, hayvan postlarıyla bezenmiş, hafif gözleri çekik adamlar gözdağı vermek istercesine bağırıyor önüne kattıklarını kılıçtan geçiriyorlardı. Ben ise anlamadığım bir şekilde bu kargaşanın ortasına düşmüştüm.
You may also like
Slide 1 of 9
Bir Moğol Hikayesi- Hülagü Han {Tamamlandı} cover
NE YÜZBAŞI MIĞ/TEXTİNG;) TAMAMLANDI. cover
Şemsiye (Yarı Texting) cover
Sahil kenarı // BXB cover
Kimsiniz?/Texting  cover
Küçük Bir Işık  cover
CEVAP 1979 cover
ASKERİM;)/TEXTİNG  cover
Gerçek Ailem-Gece cover

Bir Moğol Hikayesi- Hülagü Han {Tamamlandı}

45 parts Complete

(bxb) Eceli gelmeden ölmek nedir bilir misiniz? Hayatın yavaş yavaş anlamını yitirmesi ve yaşadığımız olayları o veya bu sınıfına koyamayıp yaşarken ölü konumuna düşmek? İşte bu sessiz sedasız intihar etmektir. Çok iyi hatırlarım babam başkalarına sert davranırdı. Annemse başkalarının acılarını paylaşırdı. Bugün ise annem öldü babam da bulduğu bir kadınla çekip gitti. Neden beni almadı diye sorarsanız da sebebi lanet bir "homo" olduğum için. Bu eşcinsellik yüzünden duymadığım hakaret ve yemediğim dayak kalmamıştı. Evden, çevreden hatta okul arkadaşlarımdan bile!.. Şimdi de bana babamdan yadigar kalan o sertliği kendime yönelttim. Babam gibi çektiren de annem gibi çeken de ben oldum. Ve hikayemin kapanış sahnesi olarak kalbim paramparça kırılmış ve taş gibi katılaşmış şekilde bu dünyayı terk ediyorum... En azından ben öyle planlıyordum ama öldürmeyeni Allah öldürmüyor derler ya. İşte tam olarak başıma gelen bu oldu. Kendimi attığım uçurumda yaşamımın son bulmasını beklerken ; yürekleri allak bullak eden, göğü parçalayan tiz çığlıkların arasında bulmuştum kendimi. Yerde yatan cesetler ardında kaçışan kadın, erkek ve çocuklar ; hemen arkalarında yeri göğü inleten küheylan gibi atlarla sert, cesametli, iri yarı, hayvan postlarıyla bezenmiş, hafif gözleri çekik adamlar gözdağı vermek istercesine bağırıyor önüne kattıklarını kılıçtan geçiriyorlardı. Ben ise anlamadığım bir şekilde bu kargaşanın ortasına düşmüştüm.