Bir yanı zengin öte yanı yoksul bir kız
ÖLDÜRÜN DE KURTARIN BENİ
Ellerim bağlı bir halde kendime geldiğimde, lüks eşyalarla döşenmiş salonun duvarında loş ışık huzmeleri halime ağlıyor gibiydi.
Kendimi paralayan bir çığlıkla haykırdım '' Burası da neresi!" diye. Ürkütücü yüzlü, keskin bakışlı , merhamet duygusundan eser olmayan iri yapılı bir kadın anında başıma dikiliverdi.
-Sakin ol yavrucak, dedi. Hayatın başında, senin gibi genç ve güzel bir kızın erken veda etmesini istemezsin heralde.
Bak güzelim, burası 'mutluluk evinde. Buraya senin gibi güzel kızlar gelir, musterisini bekler.
beynime Şimşek gibi giren bir kıvılcım, bir anda bedenimi ateş topuna çevirmişti. Ondan sonrasını duyamamıştım zaten...
El değmemiş kutsal duygularımın katledileceği bu kahrolası mekânda inliyordum kendimi yirtarak " Öldürün de kurtarın beni " diye.
işte o anda gerçekleşti, akılları durduran hadiseler zinciri. ..
"Bana ocüymüş gibi bakmayı kes. İnsanım." Derin bir nefes aldıktan sonra dolunaya baktım. Bu gece beni aydınlatmak ona düşmüştü. "Ayrıca göbeğin sana pek yardımcı olmuyor. O ağaç senden birkaç beden daha küçük." Beklediğim gibi birkaç homurtu duyduğumda ağacın arkasına saklanan genç çocuk kendini açık etti. Titreyen bedenini gördüğümde sıkkın bir nefes bıraktım.
"Şu gözlerini çek üzerimden velet."dişlerimi sıkarak söylediklerim onu daha da korkutmuş gibi titremesi arttığında kendimden bir kez daha iğrendim. Üzerimde üniformam ile birçok çocuğun hayalini süslerken başka bir çocuğu benliğimle korkutuyordum.
"Korkacak bir şey yok. Bir tanıdık." Kaşlarımla arkamdaki mezarı işaret ettiğimde çocuk kalkan kaşları ile bana sanki bir hayaletmişim gibi bakmaya devam etti. "Ne var ulan?! Babamızın mezarına ziyarete geldik işte! Niye mezardaki benmişimde dirilmişim gibi bakıyorsun?"
Sağ elinin işaret parmağı titrek bir şekilde havalanıp arkamdaki açık mezarı işaret ettiğinde "Babanın mezarını mı kazdın yani?"diye sordu. Sanki çok normal bir şeymiş gibi sakince omuzlarımı silktim. "Senin mezarını mı kazmalıydım?"
"Hayır tabiki de!"diye cırladığında diğer eliyle hızlıca ağzına kapattı. "Abla Allah'ını kitabını seversen senin akşam akşam başka işin yok muydu ya?!"
"Niye lan? Bu akşam müsait değil miydi?"