Hayat çok kötü değil mi? Senin yanında olan tek insanı alıp gidebiliyor . Ve sen bu güzel hayatta aşık olmak yerine intikam duygusuyla büyüyüp yeşeriyorsun. Aslın da o da biliyor bu intamkamda ki saçmalığı ama 20 yıl boyunca sadece bu intikam ve dehşeti dinliyordu. Kafasının içine o kadar yerleşmişti ki rüyaları yani kabuslarında artık kurbanını ve biricik ailesini görüyordu . Ama hak vermeliyiz aslında . Hani bazı insanlar süt içmeden uyuyamaz ya o da artık kurbanını göremez ve intikamını alamaz ise uyuyamıcaktı . Ve hangi insan yıllar tek düşlediği şeyi bir dakika da vardığı düşünceye değişebilirdiki. Zaten kurbanı onun için bir yaşama sebebiydi. O da olmaz ise ailesi gibi hayatın onu götürmesine izin verirdi. O ise bir kurban ama suçsuz bir kurban olduğunu bilmeden hala nefes almaya devam ediyordu. Ve avcısı için bu ölüm gibi bir şey idi. İlk karşılaşmalarını hiç böyle düşünmemişlerdi . Her şey bir an da oldu ve bu olay kurban kadar avcı için de berbat bir durumdu. Ama yinede avcının o pembe ile tezat oluşturduğu dudaklarından kanını dondurmaya yetecek tek bir cümle çıktı. "" Merhaba Yenge Beni tanıyorsundur.Ya da Sevgilim??? """ adamın bu iğrenç laflarından sonra artık kendini büyük bir boşluğa bıraktı......... Şimdi biraz da olsa avcının peşinden gitmek ve kurbanın ne tepkiler vereceğini merak ediyorsanız AVCININ İNTİKAMINA , KURBANIN BOŞLUĞUNA HOŞGELDİNİZ!!!!!!!!!!