Denizlerimize ilk başta virüsler,ilaçlar, bağımlılık yapan maddeler karışmaya başladı. Sonra ise su elementi dünyadan kendini çekti. Dünyada ki hayvanların yarısından fazlasının nesli tükendi. Doğan çocuklar engelli doğmaya başladı. Kimisinin tek gözü,kimisinin ise dört tane ayağı vardı. Dünyada hayatta kalmaya çalışan insanlar soyut varlıklardan yardım için yalvardılar.
Varlıklar, insanların yardımını kabul ettiler. Ancak onlar şartsız iş yapmazlardı... Bunun elbette bir karşılığı olacaktı. Soyut varlıklar, insan evreninden olan, yıllar sonra doğacak bir çocuğu evlat edinme karşılığında bulundular. Yıllar sonra sonuçta dedi insanlar. Doğacak çocuk umurlarında olmadı.
Soyut varlıkla anlaşma yapıldı. Varlığı katletmeye çalıştı birkaç insandan oluşan topluluk. Ancak başaramadılar, onlar çok güçsüzlerdi. Bunu yapan insanlar zarar görmeye devam ettiler. Yıllar geçti... Tam tamına iki bin otuz sekiz yıl. Bir kız çocuğu dünyaya geldi. Kahverengi gözlü,siyah saçlıydı doğan çocuk.
Çocuğun doğumuna birkaç gün kalmıştı. Annesine varlıklar onu almaya geldiklerinin haberini vermişlerdi. Kadın panikleşmisti, elaleme şimdi ne derdi ki... Kadın arabasının direksiyonunu sağa kırdı. Bir uçurum vardı karşısında bu kadının tek umuduydu. Sürdü arabayı uçuruma. Çok geçmeden araba anne ve karnındaki bebek ile beraber aşağıya düştü.
Uçurumun yanında yaşayan bir aile hemen koştular düşen arabaya. Yardım çağırdılar, çok yavaş gelmişti sağlık görevlileri. Doğru ama, ıssız bir yerdi sonuçta burası. Sağlık görevlileri geldiğinde anne çoktan hayatına vefat etmişti. Bebekte karnında zehirlenmeye başlamıştı. Anne garip bir şekilde gözlerini açtı. Ikındı defalarca. Bebeğin başı göründü. Sonra ise bebek dünyaya geldi. Anne gülümsedi,gözlerinden yaşlar düştü. Ve tekrar bu sefer sonsuzluğa kapattı