Büyük bahçeli bi villada yasayan genç bi çift, çocuklarını bakıcıya bırakıp dostlarının verdigi bi partiye gitmis. Bakıcı kız çocukları yatırdıktan sonra televizyon seyretmeye baslamıs. Bi ara telefon çalmıs. Kızcagız telefonu açtıgında karsısında hırıltılı bi sesle konusan biri varmıs: “Su an üst katta çocukların basucundayım. Sen de gelsene buraya. Huhahuha!” Kız feci korkmus haliyle. Ama kendini “Kesin salak bi telefon sakası bu” diye düsünüp sakinlestirmeye çalısmıs ve televizyonun sesini sonuna kadar açmıs. Telefon tekrar çalmıs. Aynı hırıltılı ses yine o histerik kahkahasını attıktan sonra, “Çocukların yanındayım. Hadi sen de gel yukarı” demis. Kız daha da korkmus ve santrali arayarak durumu anlatmıs. Santralde iyi bi kadın varmıs, “Adam sizi aradıgında bi’kaç dakika konusturun. Numarayı tespit eder, sonra da polise bildiririz” diyerek kıza yardımcı olmus. Bakıcı kız telefonu kapatır kapatmaz hemen çalmıs telefon. Aynı ses yine aynı sözleri tekrar etmis. Kız konusmayı uzatmaya çalısmıs ama sapık anlamıs bunu ve hemen telefonu kapatmıs. Bi’kaç dakika sonra tekrar çalmıs telefon, arayan santral memuresiymis ve panik durumdaymıs: “Hemmen kaç oradan! Arayan numaranın da adresi aynı. Yukarıda bi telefon hattı daha var demek ki!” Kız kossa kossa kaçmıs evden. Bu arada santraldeki kadın, polisi olaydan haberdar etmis bile. Polisler bi’kaç dak’kada adrese gelip eve girmis. Gerçekten de üst katta elinde kocaman bi kasap satırı olan bi katil yakalamıslar. Üst kat pencerelerinin birinden eve giren sapık katil iki çocugu öldürdükten sonra o telefonları etmeye baslamısmıs.