"Sen bir canavar değilsin,şimdiye kadar gördüğüm en güzel şeysin..." dedi gayet sakince.
Gayet sakince yanıtladım, "Şimdiye kadar kör olmalısın o zaman." Yüzü ciddileşti, koyu kaşları çatıldı. "Tanrı sol eliyle yaratmış beni sanki, tabi şansımı da." dedim ve alay eklemeyi unutmadım.
Gözlerini gözlerimden ayırmadı ve büyük bir ciddiyetle cevap verdi, "Tanrı solak olmalı."
•~~~~~~~~~~•~~~~~~~~~~•
Yüzyıllar önce gençliğe takıntılı bir barones vesilesiyle bir lanet gezegenimize yayıldı. Lanetle doğanlar ve lanetin serpildiği insanlar kana susadı. Barones'in iradesi onları eline aldı. Artık tek istedikleri, kan ve yüzyıllara kafa tutup bu günlere gelen lanetin kökü olan incilerdi.
Leila bu lanetten pek de alışılmadık bir biçimde nasibini almıştı. Canavarların hazinesi konumunda olduğunu öğrendiğinde kendinden, etrafındakilerden tiksindi.
Ancak, her şey... Canavarların onu koruduğunu anladığında her şey değişti...
"Kaybettiğimi kabul ediyorum, seni yenemem.."
Elimi usulca kemerimin içindeki silahın üzerine yerleştirdim, bu bizim son dansımız olacaktı.
"Hadi öldür beni."
"Sevgili Taehyungum, gerçekten seni öldüreceğimi düşünüyor olamazsın değil mi?" Soğuk avucu yanağımla buluştuğunda bir eli de pantolonumun üzerinden yukarı çıkıyordu.
Tam kemerimin üzerine geldiğinde durdu, gözlerini gözlerimden ayırmadan sadece izliyordu.
"Ya da senin öylece ölmeyi bekleyeceğine inanacağımı...?"