Her şeyin muhteşem devam ettiği hayatımda hiç beklemediğim misafir ile hayatımı tepetaklak etmeye gelmişken şimdi ne yapacaktım?
Şakaklarında tuttuğum silahı göz ardı edip parmaklarını saçlarıma uzattı, geri çekilmeme engel olan kolunu belime sardığı gibi aramızda olan mesafeyi kapattı. Önüme düşen saçlarımı kulağımın ardına itip sıcak nefesini saçlarımın arasında hissetmemi sağlayacak kadar eğilip
''Sık, sık ki kurtulalım bu girdaptan sana yakınken bu kadar uzak olmak beni zaten öldürüyor Afra . En azından senin elinden ölmek ölümün en güzel hali olur benim için'' dedi.
Geri çekilmeden önce cebinden çıkardığı papatyayı saçlarımın arasına dikkatle yerleştirip geri çekildi. Şakaklarında tutmaya devam ettiğim silahın üstündeki elimi tutarak gözlerimin içine, en derinine bakmaya başladı.
''Uras yapma, yapma bunu bana'' dedim.
titreyen sesimle artık gözyaşlarıma hakim olamıyordum buna daha fazla devam edemeyeceğimi fark ettiğim an , Uras' a doğrulttuğum silahı indirip gözlerimi ondan ayırınca aramıza bi kaç adımlık mesafe koyarak ondan uzaklaşıp sırtımı ona döndüğümde
'' Buna devam etmeyeceğim duydun mu beni , onu öldürmeyeceğim.''
diye bağırdım gözyaşlarım arasında. Tekrar bakışlarımı Uras' a çevirdiğimde bana anlamlandıramadığım şekilde baktı ve belli belirsiz gülümsemesiyle karşılaştım. Bakışlarıyla arkamdaki bir noktaya bakıp işaret verdiği an baktığı yere kafamı çeviremeden kulaklarımı dolduran silah sesleriyle beraber biri tarafından çekilmem bir olmuştu.
Şimdi ne olacaktı?